Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالَ يَٰنُوحُ إِنَّهُۥ لَيْسَ مِنْ أَهْلِكَ ۖ إِنَّهُۥ عَمَلٌ غَيْرُ صَٰلِحٍ ۖ فَلَا تَسْـَٔلْنِ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِۦ عِلْمٌ ۖ إِنِّىٓ أَعِظُكَ أَن تَكُونَ مِنَ ٱلْجَٰهِلِينَ
Kâle yâ nûhu innehu leyse min ehlik(ehlike), innehu amelun gayru salih(salihin), fe lâ tes´elni mâ leyse leke bihî ilm(ilmun), innî eızuke en tekûne minel câhilîn(câhilîne).
Allah, “Ey Nûh! O, asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O hâlde, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim” dedi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- (Allah) dedi ki
- قَالَ
- ق و ل
- Nuh
- يَا نُوحُ
- şüphesiz o
- إِنَّهُ
- değildir
- لَيْسَ
- ل ي س
- -den
- مِنْ
- senin ailen-
- أَهْلِكَ
- ا ه ل
- elbette o
- إِنَّهُ
- bir iş yapmıştı
- عَمَلٌ
- ع م ل
- olmayan
- غَيْرُ
- غ ي ر
- iyi
- صَالِحٍ
- ص ل ح
- فَلَا
- benden isteme
- تَسْأَلْنِ
- س ا ل
- bir şeyi
- مَا
- olmayan
- لَيْسَ
- ل ي س
- senin
- لَكَ
- hakkında
- بِهِ
- bilgin
- عِلْمٌ
- ع ل م
- şüphesiz ben
- إِنِّي
- seni sakındırıyorum
- أَعِظُكَ
- و ع ظ
- أَنْ
- olmanı
- تَكُونَ
- ك و ن
- -den
- مِنَ
- bilgisizler-
- الْجَاهِلِينَ
- ج ه ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Allah, “Ey Nûh! O, asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O hâlde, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim” dedi.
- Diyanet Vakfı: Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Allah: «Ey Nuh, O, asla senin ailenden değildir. O, doğru olmayan bir iştir. O halde bilmediğin birşeyi benden isteme! Ben, seni cahillerden olmaktan men ederim.» buyurdu.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Allah: «Ey Nuh! O kesinlikle senin ehlin (âilen)´den değildir. Çünkü o salih olmayan bir amelin sahibidir. Hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben, seni, cahillerden olmaktan sakındırırım.»
- Ali Fikri Yavuz: Allah şöyle buyurdu: “-Ey Nûh! O, senin ailenden değildir. Çünkü o, sâlih olmıyan bir amel sahibidir (kâfirdir). O halde bilmediğin bir şeyi benden isteme. Seni, cahillerden olmaktan menederim.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ya Nuh! buyurdu: o senin ehlinden değil, o gayri salih bir amel, binaenaleyh bilmediğin şeyi benden isteme ben seni câhillerden olmaktan tahzir ederim
- Fizilal-il Kuran: Allah dedi ki; «Ey Nuh, o oğlun senin ailenden değildi. Çünkü o kötü işler yaptı. İçyüzünü bilmediğin bir şeyi yapmamı benden isteme. Sana cahillerden olmamanı öğütlerim.»
- Hasan Basri Çantay: (Allah da şöyle) buyurdu: «Ey Nuh, o kat´iyyen senin ailenden değildir. Çünkü o (nun işlediği) Saalih olmayan (kötü) bir işdir. O halde bilgin olmadığı bir şey´i benden isteme. Seni bilmezlerden olmakdan bihakkın men ederim».
- İbni Kesir: Buyurdu ki: Ey Nuh; o senin ailenden değildir. Çünkü kötü bir iş işlemiştir. Öyleyse bilmediğin şeyi Benden isteme. Cahillerden olmaman için sana öğüt veriyorum.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Buyurdu ki: «Ey Nûh! O muhakkak senin ehlinden değildir. Şüphesiz ki o gayrı sâlih bir iştir. Artık kendisine senin için bilgi olmayan bir şeyi Benden sorma. Muhakkak ki, Ben sana cahillerden olmayasın diye öğüt veririm.»
- Tefhim-ul Kuran: Dedi ki: «Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş (yapmıştır) . Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Gerçekten ben, cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.»
Resim yüklenemedi.