Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا جَعَلْنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ مَّنضُودٍ
Fe lemmâ câe emrunâ cealnâ âliyehâ sâfilehâ ve emtarnâ aleyhâ hicâreten min siccîlin mendûd(mendûdin).
(82-83) (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ne zaman ki
- فَلَمَّا
- gelince
- جَاءَ
- ج ي ا
- emrimiz
- أَمْرُنَا
- ا م ر
- çevirdik
- جَعَلْنَا
- ج ع ل
- üstünü
- عَالِيَهَا
- ع ل و
- altına
- سَافِلَهَا
- س ف ل
- ve yağdırdık
- وَأَمْطَرْنَا
- م ط ر
- üzerine
- عَلَيْهَا
- taşlar
- حِجَارَةً
- ح ج ر
- مِنْ
- balçıktan pişirilmiş
- سِجِّيلٍ
- س ج ل
- birbirini izleyen
- مَنْضُودٍ
- ن ض د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (82-83) (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
- Diyanet Vakfı: Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Emrimiz geldiğinde, o memleketin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş istif taşlar yağdırdık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ne zaman ki, emrimiz geldi, o ülkenin altını üstüne getirdik ve üzerlerine istif edilip pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık.
- Ali Fikri Yavuz: Onlara azab emrimiz gelince, o memleketin üstünü altına getirdik ve üzerlerine, arka arkaya ateşte pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Vaktâ ki emrimiz geldi o memleketin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine istif edilmiş siccîlden taşlar yağdırdık
- Fizilal-il Kuran: Azaba ilişkin emrimiz geldiğinde orayı altüst ettik, oranın halkı üzerine, sağanak halinde balçıkla kaplanmış taşlar yağdırdık.
- Hasan Basri Çantay: (82-83) Vaktaki (azâb) emrimiz geldi, (o memleketin) üstünü altına getirdik ve tepelerine balçıkdan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdik ki onlar Rabbinin katında hep damgalanmışlardı. Onlar zaalimlerden uzak değildir.
- İbni Kesir: Emrimiz gelince; oranın üstünü altına getirdik ve üzerine yığın yığın sert taşlar yağdırdık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki, emrimiz geldi, onun (o yurdun) üstünü altına çevirdik ve onun üzerine ateşte pişirilmiş, birbirine bitişik bulunmuş balçıktan taşlar yağdırdık.
- Tefhim-ul Kuran: Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık;
Resim yüklenemedi.