Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَءَاتِ ذَا ٱلْقُرْبَىٰ حَقَّهُۥ وَٱلْمِسْكِينَ وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا
Ve âti zel kurbâ hakkahu vel miskîne vebnes sebîli ve lâ tubezzir tebzîrâ(tebzîren).
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve ver
- وَاتِ
- ا ت ي
- ذَا
- akrabaya
- الْقُرْبَىٰ
- ق ر ب
- hakkını
- حَقَّهُ
- ح ق ق
- ve yoksula
- وَالْمِسْكِينَ
- س ك ن
- وَابْنَ
- ب ن ي
- ve yolcuya
- السَّبِيلِ
- س ب ل
- (fakat)
- وَلَا
- saçıp savurma
- تُبَذِّرْ
- ب ذ ر
- savurarak
- تَبْذِيرًا
- ب ذ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.
- Diyanet Vakfı: Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Akrabaya hakkını ver; yoksula, yolda kalmış olana da; bununla beraber saçıp savurma!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma.
- Ali Fikri Yavuz: Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber (malını) büsbütün saçıp savurma.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Karabet sahibine de hakkını ver, miskîne de, yolda kalmışa da, bununla beraber saçıp savurma
- Fizilal-il Kuran: Akrabalarına, yoksula ve yarı yolda kalan yolcuya hakkını ver. Fakat savurganca davranma.
- Hasan Basri Çantay: Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma.
- İbni Kesir: Yakınlara hakkını ver. Miskine, yolcuya da. Ama saçıp savurma.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve karabet sahibine hakkını ver, düşküne de, parasız kalmış yolcuya da (ver). Ve saçıp savurma.
- Tefhim-ul Kuran: Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.