Your browser doesn’t support HTML5 audio
نَّحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ ۖ وَمَآ أَنتَ عَلَيْهِم بِجَبَّارٍ ۖ فَذَكِّرْ بِٱلْقُرْءَانِ مَن يَخَافُ وَعِيدِ
Nahnu a’lemu bi mâ yekûlûne ve mâ ente aleyhim bi cebbârin fe zekkir bil kur’âni men yehâfu vaîdi.
Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- biz
- نَحْنُ
- biliyoruz
- أَعْلَمُ
- ع ل م
- şeyleri
- بِمَا
- onların dedikleri
- يَقُولُونَ
- ق و ل
- ve değilsin
- وَمَا
- sen
- أَنْتَ
- onların üstünde
- عَلَيْهِمْ
- bir zorlayıcı
- بِجَبَّارٍ
- ج ب ر
- öğüt ver
- فَذَكِّرْ
- ذ ك ر
- Kur’an ile
- بِالْقُرْانِ
- ق ر ا
- kimselere
- مَنْ
- korkan
- يَخَافُ
- خ و ف
- tehdidimden
- وَعِيدِ
- و ع د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver.
- Diyanet Vakfı: Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur´an´la öğüt ver.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz onların ne söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen de onlara karşı bir zorba değilsin. Şimdi benim tehditlerimden korkacaklara bu Kur´an ile öğüt ver!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin. O halde sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur´ân ile öğüt ver.
- Ali Fikri Yavuz: Biz, onların (Kureyş kâfirlerinin) neler demekte olduklarını pek alâ biliyoruz. Sen de onlara karşı (imana) zorlayıcı değilsin. O halde sen benim tehdîdlerimden korkacaklara bu Kur’an ile öğüd ver.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Biz pek a´lâ biliyoruz ki ne diyorlar, maamafih sen onlara karşı bir cebbar değilsin, şimdi sen benim veîdlerimden korkacaklara bu Kur´an ile öğüd ver
- Fizilal-il Kuran: Biz onların ne dediklerini biliyoruz. Sen onların üstünde bir zorlaştırıcı değilsin, sadece tehdidimden korkanlara Kur´an´la öğüt ver.
- Hasan Basri Çantay: Biz onların neler demekde olduklarını çok iyi bileniz. Onların üstünde bir zorba değilsin sen. Onun için benim tehdidimden korkacaklara (sâdece) Kur´an ile öğüt ver.
- İbni Kesir: Biz; onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen, onların üstünde bir zorba değilsin. Tehdidimden korkacaklara Kur´an´la öğüt ver.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Biz onların neler söyler olduklarını pek iyi bileniz ve sen onların üzerlerine bir cebredici değilsin. Artık Benim tehdidimden korkacaklara Kur´an ile öğüt ver!
- Tefhim-ul Kuran: Biz onların neler söylemekte olduklarını daha iyi biliriz ve sen onların üzerinde bir zorba da değilsin; şu halde, benim kesin tehdidimden korkanlara Kur´an ile öğüt ver.
Resim yüklenemedi.