Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَآ أَنتُمْ عَٰبِدُونَ مَآ أَعْبُدُ
Ve lâ entum âbidûne mâ a’bud(a’budu).
“Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve değilsiniz
- وَلَا
- siz de
- أَنْتُمْ
- ibadet eden
- عَابِدُونَ
- ع ب د
- مَا
- benim ibadet ettiğime
- أَعْبُدُ
- ع ب د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
- Diyanet Vakfı: Evet, siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): hem de siz, benim kulluk ettiğime tapıcılardan değilsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
- Ali Fikri Yavuz: Siz de (hiç bir zaman), benim ibadet etmekte olduğuma ibadet ediciler değilsiniz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hem de siz tapıcılardan değilsiniz benim ma´buduma
- Fizilal-il Kuran: Sizler de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
- Hasan Basri Çantay: «Siz de benim kulluk etmekde olduğuma (hiçbir vakit) kulluk ediciler değilsiniz».
- İbni Kesir: Benim taptığıma da sizler, tapacak değilsiniz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.»
- Tefhim-ul Kuran: «Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.»
Resim yüklenemedi.