Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَكَذَّبُوا۟ وَٱتَّبَعُوٓا۟ أَهْوَآءَهُمْ ۚ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ
Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırr(mustekırrun).
Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve yalanladılar
- وَكَذَّبُوا
- ك ذ ب
- ve uydular
- وَاتَّبَعُوا
- ت ب ع
- heveslerine
- أَهْوَاءَهُمْ
- ه و ي
- ve her
- وَكُلُّ
- ك ل ل
- iş
- أَمْرٍ
- ا م ر
- yerini bulacaktır
- مُسْتَقِرٌّ
- ق ر ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir.
- Diyanet Vakfı: Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yalan dediler, arzularına uydular. Halbuki, her iş (Allah takdirinde) yerini almıştır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır.
- Ali Fikri Yavuz: (Kıyameti ve mucizeyi) inkâr ettiler; hevalarına uydular. Halbuki (Allah’ın vaad ettiği) her iş için bir hakikat var.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Yalan dediler, hevâlarına uydular, halbuki her emir müstekır
- Fizilal-il Kuran: Yalanladılar, keyfi arzularına uydular; ama herşey yerinde duruyor.
- Hasan Basri Çantay: (Peygamberi) tekzîbetdiler. Hevâ (ve heves) lerine uydular. Halbuki (hayr-u şer) her iş bir gaayeye bağlıdır.
- İbni Kesir: Ve yalanlayıp kendi heveslerine uyarlar. Ve her iş kararlaşmıştır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onlar tekzîp ettiler ve kendi hevâlarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır.
- Tefhim-ul Kuran: Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.
Resim yüklenemedi.