Your browser doesn’t support HTML5 audio
نِّعْمَةً مِّنْ عِندِنَا ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِى مَن شَكَرَ
Ni’meten min indina, kezâlike neczî men şeker(şekere).
(34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- bir ni’met olarak
- نِعْمَةً
- ن ع م
- -dan
- مِنْ
- katımız-
- عِنْدِنَا
- ع ن د
- böyle
- كَذَٰلِكَ
- biz mükafatlandırırız
- نَجْزِي
- ج ز ي
- kimseyi
- مَنْ
- şükreden
- شَكَرَ
- ش ك ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
- Diyanet Vakfı: (34-35) Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Tarafımızdan bir nimet olarak! İşte şükredeni böyle karşılarız.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.
- Ali Fikri Yavuz: Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte (iman ve itaat etmek suretiyle nimetimize) şükür edeni, böyle mükâfatlandırırız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Tarafımızdan bir ni´met olarak, işte şükredeni böyle karşılarız
- Fizilal-il Kuran: Tarafımızdan sunulmuş bir nimet olarak. Biz şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
- Hasan Basri Çantay: Tarafımızdan bir ni´met olarak. İşte şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
- İbni Kesir: Katımızdan bir nimet olarak. İşte Biz; şükredeni böyle mükafatlandırırız.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Bizim tarafımızdan bir nîmet olarak, işte şükredeni öylece mükâfaatlandırırız.
- Tefhim-ul Kuran: Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Resim yüklenemedi.