Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّآ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّآ ءَالَ لُوطٍ ۖ نَّجَّيْنَٰهُم بِسَحَرٍ
İnnâ erselnâ aleyhim hâsiben illâ âle lût(lûtin), necceynâhum bi sehar(seharin).
(34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- elbette biz
- إِنَّا
- gönderdik
- أَرْسَلْنَا
- ر س ل
- üstlerine
- عَلَيْهِمْ
- bir fırtına
- حَاصِبًا
- ح ص ب
- dışında
- إِلَّا
- ailesi
- الَ
- ا و ل
- Lut
- لُوطٍ
- onları kurtardık
- نَجَّيْنَاهُمْ
- ن ج و
- seher vakti
- بِسَحَرٍ
- س ح ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
- Diyanet Vakfı: (34-35) Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz de üzerlerine taşlar yağdıran (kasırga) gönderdik. Yalnız Lut ailesini bir seher vakti kurtardık,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz de onların üzerlerine (taşlar savuran) bir fırtına gönderdik. Yalnız Lût ailesini seher vakti kurtardık,
- Ali Fikri Yavuz: Biz, onlara, taş yağdıran bir rüzgâr gönderdik; yalnız Lût (peygamberin) ailesini bir seher vakti kurtardık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Biz gönderdik üzerlerine taşlar yağdıran, yalnız Lûtun ailesini necata çıkardık bir seher.
- Fizilal-il Kuran: Biz de üzerlerine taşları savuran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut´un taraftarları hariç. Onları sabahleyin erkenden kurtardık.
- Hasan Basri Çantay: Biz onlara taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik (helak etdik). Lûtun ailesi müstesna. Onları bir sehar vakti kurtardık.
- İbni Kesir: Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar yolladık. Ancak Lut´un ailesi müstesna. Onları seher vakti kurtardık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (33-34) Lût kavmi korkutucuları tekzîp etti. Şüphe yok ki, Biz onların üzerlerine bir şiddetli rüzgar gönderdik. Lût´un âl´i müstesna; onları bir seher vakti kurtardık.
- Tefhim-ul Kuran: Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lût ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk;) onları seher vakti kurtardık;
Resim yüklenemedi.