Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ مِنۢ بَعْدِ مَآ أَهْلَكْنَا ٱلْقُرُونَ ٱلْأُولَىٰ بَصَآئِرَ لِلنَّاسِ وَهُدًى وَرَحْمَةً لَّعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Ve lekad âteynâ mûsel kitâbe min ba’di mâ ehleknel kurûnel ûlâ besâire lin nâsi ve huden ve rahmeten leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).
Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Mûsâ’ya -düşünüp ibret alsınlar diye- insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve andolsun
- وَلَقَدْ
- biz verdik
- اتَيْنَا
- ا ت ي
- Musa’ya
- مُوسَى
- Kitabı
- الْكِتَابَ
- ك ت ب
- مِنْ
- sonra
- بَعْدِ
- ب ع د
- مَا
- helak ettikten
- أَهْلَكْنَا
- ه ل ك
- nesilleri
- الْقُرُونَ
- ق ر ن
- ilk
- الْأُولَىٰ
- ا و ل
- bir aydınlanma olan
- بَصَائِرَ
- ب ص ر
- insanlar için
- لِلنَّاسِ
- ن و س
- ve hidayet olan
- وَهُدًى
- ه د ي
- ve rahmet olan
- وَرَحْمَةً
- ر ح م
- belki onlar
- لَعَلَّهُمْ
- düşünür öğüt alırlar
- يَتَذَكَّرُونَ
- ذ ك ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Mûsâ’ya -düşünüp ibret alsınlar diye- insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
- Diyanet Vakfı: Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa´ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab´ı (Tevrat´ı) vermişizdir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki, Biz Musa´ya o kitabı, ilk nesilleri helak ettikten sonra, insanların vicdanlarını aydınlatacak görüşler ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere verdik; belki düşünür, ibret alırlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Andolsun ki biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa´ya olur ki düşünür, öğüt alırlar diye, insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab´ı (Tevrat´ı) vermişizdir.
- Ali Fikri Yavuz: Azametim hakkı için, biz evvelki nesilleri helâk edişimizden sonra, Mûsa’ya Tevrat’ı verdik ki, insanların kalbleri için aydınlıklarla bir hidayet ve rahmet olsun. Olur ki, düşünür de iman ederler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Celâlim hakkı için biz Mûsâya o kitabı kurûnı ûlâyı ihlâk ettiğimizden sonra nâsın vicdanlarını tenvir edecek basîretler ve bir hidayet-ü rahmet olmak üzere verdik, gerek ki tezekkür ederler
- Fizilal-il Kuran: Andolsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Musa´ya, insanların kalp gözlerini aydınlatacak nur ve onlara yol gösterici olarak Kitab´ı verdik. Belki düşünür, öğüt alırlar diye.
- Hasan Basri Çantay: Andolsun ki biz evvelki nesilleri belâk etdiğimizden sonra Musâya — (insanlara kalb gözlerini açacak) basıyretler (vermek) ve bir hidâyet ve rahmet olmak üzere — o kitabı (Tevrâtı) vermişizdir. Olur ki onlar nasıyhat kabul ederler (diye).
- İbni Kesir: Andolsun ki; Biz, önceki nesilleri yok ettikten sonra Musa´ya insanlar için basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere kitabı verdik. Olur ki düşünürler diye.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Celâlim hakkı için evvelki asırlardakileri helâk ettikten sonra nâs için kalp gözleri ve bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere Mûsa´ya kitap verdik. Gerek ki, düşünürler (diye).
- Tefhim-ul Kuran: Andolsun, ilk kuşakları yıkıma uğrattıktan sonra, Musa´ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Resim yüklenemedi.