Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِنَّ ٱلَّذِى فَرَضَ عَلَيْكَ ٱلْقُرْءَانَ لَرَآدُّكَ إِلَىٰ مَعَادٍ ۚ قُل رَّبِّىٓ أَعْلَمُ مَن جَآءَ بِٱلْهُدَىٰ وَمَنْ هُوَ فِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ
İnnellezî farada aleykel kur’âne le râdduke ilâ meâd(meâdin), kul rabbî a’lemu men câe bil hudâ ve men huve fî dalâlin mubîn(mubînin).
Kur’an’ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- şüphesiz
- إِنَّ
- ki
- الَّذِي
- gerekli kılan
- فَرَضَ
- ف ر ض
- sana
- عَلَيْكَ
- Kur’an’ı
- الْقُرْانَ
- ق ر ا
- elbette seni döndürecektir
- لَرَادُّكَ
- ر د د
- إِلَىٰ
- varılacak yere
- مَعَادٍ
- ع و د
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- Rabbim
- رَبِّي
- ر ب ب
- bilir
- أَعْلَمُ
- ع ل م
- kim
- مَنْ
- getirmiştir
- جَاءَ
- ج ي ا
- hidayet
- بِالْهُدَىٰ
- ه د ي
- ve kim
- وَمَنْ
- O
- هُوَ
- içindedir
- فِي
- bir sapıklık
- ضَلَالٍ
- ض ل ل
- apaçık
- مُبِينٍ
- ب ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Kur’an’ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.”
- Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) Kur´an´ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: Rabbim, kimin hidayeti getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Herhalde o Kur´an´ı sana farz kılan, seni mutlaka bir döndürülecek yere kadar geri getirecektir. De ki: «Rabbim kimin hidayetle geldiğini ve kimin açık bir sapıklıkta bulunduğunu daha iyi bilir.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: (Resulüm!) Kur´ân´ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: «Rabbim, kimin hidayetle geldiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.»
- Ali Fikri Yavuz: Muhakkak ki Kur’an’ı sana inzâl eden (Allah), seni (ahirete göçmeden önce, hicret ederek içinden çıktığın) Mekke’ye geri çevirecektir. (Ey Rasûlüm), de ki: Rabbim, hidayetle gelen kimseyi ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Her halde sana o Kur´anı farz kılan seni muhakkak bir meâda kadar geri getirecektir, de ki: rabbım daha iyi bilir! Hidayetle gelen kim? Açık bir dalâl içinde olan kim?
- Fizilal-il Kuran: Ey Muhammed! Kur´an´ı sana indiren ve onu okumayı sana farz kılan Allah, elbette seni dönülecek yere döndürecek. De ki; «Rabbim kimin hidayet getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde bulunduğunu bilir.»
- Hasan Basri Çantay: Her halde o Kur´ânı (n tilâvetini, teblîğını ve mucibince amel etmeni) senin üzerine farz kılan (Allah) seni (yine) dönülecek yere döndürecekdir. De ki: «Hidâyetle gelen kim, o apaçık bir sapıklık içinde olan kim, Rabbim çok iyi bilendir».
- İbni Kesir: Kur´an´ı senin üzerine farz kılan Allah; elbette seni döneceğin yere döndürecektir. De ki: Kimin doğrulukla geldiğini, kimin apaçık sapıklıkta bulunduğunu en iyi bilen Rabbımdır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Muhakkak o zât ki, Senin üzerine Kur´an´ı farz kıldı, elbette seni dönülecek yere iade edecektir. De ki: «Rabbim hidâyetle geleni de ve apaçık bir dalâlette bulunanı da daha iyi bilendir.»
- Tefhim-ul Kuran: Hiç şüphesiz, sana Kur´an´ı farz kılan, seni dönülecek yere elbette döndürecektir. De ki: «Rabbim, hidayetle geleni de, açıkça bir sapıklık içinde olanı da daha iyi bilmektedir.»
Resim yüklenemedi.