Your browser doesn’t support HTML5 audio
نَّحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ نَبَأَهُم بِٱلْحَقِّ ۚ إِنَّهُمْ فِتْيَةٌ ءَامَنُوا۟ بِرَبِّهِمْ وَزِدْنَٰهُمْ هُدًى
Nahnu nakussu aleyke nebeehum bil hakk(hakkı), innehum fityetun âmenû bi rabbihim ve zidnâhum hudâ(huden).
Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- biz
- نَحْنُ
- anlatıyoruz
- نَقُصُّ
- ق ص ص
- sana
- عَلَيْكَ
- onların haberlerini
- نَبَأَهُمْ
- ن ب ا
- gerçek olarak
- بِالْحَقِّ
- ح ق ق
- muhakkak onlar
- إِنَّهُمْ
- gençlerdi
- فِتْيَةٌ
- ف ت ي
- inanmış
- امَنُوا
- ا م ن
- Rablerine
- بِرَبِّهِمْ
- ر ب ب
- biz de onların artırmıştık
- وَزِدْنَاهُمْ
- ز ي د
- hidayetlerini
- هُدًى
- ه د ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.
- Diyanet Vakfı: Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Biz sana onların kıssalarını doğru olarak naklediyoruz: Hakikaten bunlar, Rablerine iman eden birkaç genç yiğitti; Biz de hidayetlerini artırdık.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık.
- Ali Fikri Yavuz: Biz, sana, onların haberlerini doğru olarak anlatalım: Gerçekten bunlar, Rablerine iman eden birkaç gençlerdi. Biz de onların hidayetlerini (sebatlarını) artırmıştık.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Biz sana onların kıssalarını doğru olarak naklediyoruz: hakıkat bunlar, bir kaç genç yiğit rablarına iyman ettiler, biz de hidayetlerini artırdık ve kalblerine rabıta verdik
- Fizilal-il Kuran: Biz sana onların hikâyelerini doğru olarak anlatıyoruz. Onlar Râbb´lerine inanmış, bir grup gençti; onların hidayet bilincini arttırmıştık.
- Hasan Basri Çantay: (Şimdi) sana onların kıssasını, hakıykatı vech ile, anlatalım: Doğrusu onlar Rablerine îman eden gene yeğitlerdi. Biz de onların hidâyetini artırmışdık.
- İbni Kesir: Sana; onların kıssalarını gerçek olarak anlatalım: Doğrusu onlar; Rabblarına inanmış, genç yiğitlerdi. Biz de onların hidayetini artırmıştık.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Biz sana onların haberlerini doğru olarak hikaye ediyoruz. Onlar genç bir zümre idiler. Rablerine imân etmişlerdi ve Biz de onların hidâyetini arttırmış idik.
- Tefhim-ul Kuran: Biz sana onların haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktarmaktayız. Gerçekten onlar, Rablerine iman etmiş gençlerdi ve biz de onların hidayetlerini arttırmıştık.
Resim yüklenemedi.