Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَتِلْكَ ٱلْقُرَىٰٓ أَهْلَكْنَٰهُمْ لَمَّا ظَلَمُوا۟ وَجَعَلْنَا لِمَهْلِكِهِم مَّوْعِدًا
Ve tilkel kurâ ehleknâhum lemmâ zalemû ve cealnâ li mehlikihim mev’ıdâ(mev’ıden).
İşte zulmettiklerinde yok ettiğimiz memleketler.. Helâk edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve işte
- وَتِلْكَ
- (şu) kentleri
- الْقُرَىٰ
- ق ر ي
- helak ettik
- أَهْلَكْنَاهُمْ
- ه ل ك
- لَمَّا
- zulmetmeğe başlayınca
- ظَلَمُوا
- ظ ل م
- ve belirledik
- وَجَعَلْنَا
- ج ع ل
- onları helak etmek için
- لِمَهْلِكِهِمْ
- ه ل ك
- bir süre
- مَوْعِدًا
- و ع د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İşte zulmettiklerinde yok ettiğimiz memleketler.. Helâk edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik.
- Diyanet Vakfı: İşte şu ülkeler; zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte o memleketler ki, Biz onları zulmettiklerinde helak etmiş ve helakları için de bir zaman belirlemiştik.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz şehirler! Biz onların helâkleri için de belirli bir zaman tayin etmiştik.
- Ali Fikri Yavuz: İşte geçmiş zamanlardaki memleketleri!... Onların halkını, yaptıkları zulüm sebebiyle helâk ettik ve bunların helâkleri için de belirli bir vakit tayin eyledik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Daha o memleketler ki biz onları zulmettiklerinde helâk etmişiz ve helâklarıne bir mîy´âd ta´yin eylemişiz
- Fizilal-il Kuran: İşte şu kentler, halklarının zalimlikleri yüzünden onları yok ettik ve yok oluşları için belirli bir vakit kararlaştırdık.
- Hasan Basri Çantay: İşte (halkı) zulmetdikleri zaman helak etdiğimiz memleketler! Biz bunların helakleri için de bir zaman ta´yin etmişizdir.
- İbni Kesir: İşte zulmettiklerinden dolayı helak ettiğimiz kasabalar. Onları yok etmek için, bir süre tayin etmiştik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve (yâd ediniz) o memleketleri ki, zulmeder oldukları vakit onları helâk ettik. Ve onların helâkleri için bir muayyen vakit tayin etmiş idik.
- Tefhim-ul Kuran: İşte ülkeler (ve onların halkları), zulme saptıkları zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için de bir buluşma zamanı tesbit ettik.
Resim yüklenemedi.