Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَتْبَعَ سَبَبًا
Fe etbea sebebâ(sebeben).
O da (Batı’ya gitmek istedi ve) bir yol tuttu.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- o da tuttu
- فَأَتْبَعَ
- ت ب ع
- bir yol
- سَبَبًا
- س ب ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: O da (Batı’ya gitmek istedi ve) bir yol tuttu.
- Diyanet Vakfı: O da bir yol tutup gitti.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Derken o bir sebebi izledi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Derken o da bu yollardan birini tutup gitti.
- Ali Fikri Yavuz: O da (batıya ulaşmak için) bir yol tuttu.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Derken bir sebebi ta´kıb etti
- Fizilal-il Kuran: O da bir sebebe sarılarak yola koyuldu.
- Hasan Basri Çantay: Oda (batıya doğru) bir yol tutdu.
- İbni Kesir: O da bir yol tuttu.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık o, bir yol takibe başladı.
- Tefhim-ul Kuran: O da, bir yol tutmuş oldu.
Resim yüklenemedi.