Your browser doesn’t support HTML5 audio
أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ
Evlâ leke fe evlâ.
(34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- yazık
- أَوْلَىٰ
- و ل ي
- sana
- لَكَ
- yazık
- فَأَوْلَىٰ
- و ل ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.
- Diyanet Vakfı: Lâyıktır (o azap) sana, lâyık!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): O bela sana layıktır!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Gerektir o bela sana, gerek.
- Ali Fikri Yavuz: Azab olsun sana, (Ey Ebu Cehil), azab gerek!...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Gerektir sana o belâ gerek
- Fizilal-il Kuran: Vay başına geleceklere!
- Hasan Basri Çantay: (Hoşlanmadığın herşey) sana yaklaş (ıb çat) sın. Çünkü (sen buna başkalarından daha çok) lâyıksın.
- İbni Kesir: Yazıklar olsun sana, yazıklar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Vay sana! Vay sana!
- Tefhim-ul Kuran: Sen buna müstahaksın, dahasına da müstahaksın.
Resim yüklenemedi.