Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُۥ مِن نِّعْمَةٍ تُجْزَىٰٓ
Ve mâ li ehadin indehu min ni´metin tuczâ.
(19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve yoktur
- وَمَا
- hiç kimsenin
- لِأَحَدٍ
- ا ح د
- onun yanında
- عِنْدَهُ
- ع ن د
- hiçbir
- مِنْ
- ni’meti
- نِعْمَةٍ
- ن ع م
- karşılık verilecek
- تُجْزَىٰ
- ج ز ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).
- Diyanet Vakfı: (19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Ve onda hiç kimsenin mükafat edilecek bir nimeti yoktur.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onun yanında, başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet yoktur.
- Ali Fikri Yavuz: Onda, (bu takva sahibinde) hiç kimsenin bir nimeti yoktur ki, (yaptığı hayırlı amel) o nimete karşılık tutulmuş olsun.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve onda hiç kimsenin mükâfat edilecek bir ni´meti yoktur
- Fizilal-il Kuran: O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için yapmaz.
- Hasan Basri Çantay: Onun nezdinde bir kimsenin (Allah tarafından) mükâfat edilecek — hiçbir ni´met (ve minnet) i yokdur,
- İbni Kesir: O´nun nezdinde, bir kimsenin karşılık olarak verilecek hiç bir nimeti yoktur.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Halbuki, onun yanında hiçbir kimsenin bir nîmeti yoktur ki, o mükâfaatlansın.
- Tefhim-ul Kuran: Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu, nimeti) yoktur;