Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلْ هَلْ أُنَبِّئُكُم بِشَرٍّ مِّن ذَٰلِكَ مَثُوبَةً عِندَ ٱللَّهِ ۚ مَن لَّعَنَهُ ٱللَّهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ ٱلْقِرَدَةَ وَٱلْخَنَازِيرَ وَعَبَدَ ٱلطَّٰغُوتَ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضَلُّ عَن سَوَآءِ ٱلسَّبِيلِ
Kul hel unebbiukum bi şerrin min zâlike mesûbeten ındallâh(ındallâhi) men leanehullâhu ve gadıbe aleyhi ve ceale min humul kıredete vel hanâzîre ve abedet tâgût(tâgûte) ulâike şerrun mekânen ve edallu an sevâis sebîl(sebîli).
De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lânetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- هَلْ
- size söyleyeyim mi?
- أُنَبِّئُكُمْ
- ن ب ا
- daha kötüsünü
- بِشَرٍّ
- ش ر ر
- -ndan
- مِنْ
- bu-
- ذَٰلِكَ
- cezası
- مَثُوبَةً
- ث و ب
- katında
- عِنْدَ
- ع ن د
- Allah
- اللَّهِ
- kim(ler)e
- مَنْ
- la’net etmişse
- لَعَنَهُ
- ل ع ن
- Allah
- اللَّهُ
- ve gazab etmişse
- وَغَضِبَ
- غ ض ب
- onlara
- عَلَيْهِ
- ve yapmışsa
- وَجَعَلَ
- ج ع ل
- kimlerden
- مِنْهُمُ
- maymunlar
- الْقِرَدَةَ
- ق ر د
- ve domuzlar
- وَالْخَنَازِيرَ
- خ ن ز ر
- ve tapanlar
- وَعَبَدَ
- ع ب د
- Tâğût’a
- الطَّاغُوتَ
- ط غ ي
- işte onların
- أُولَٰئِكَ
- daha kötüdür
- شَرٌّ
- ش ر ر
- yeri
- مَكَانًا
- ك و ن
- ve daha çok sapmışlardır
- وَأَضَلُّ
- ض ل ل
- عَنْ
- düz
- سَوَاءِ
- س و ي
- yoldan
- السَّبِيلِ
- س ب ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lânetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”
- Diyanet Vakfı: De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah´ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Allah yanında cezaca bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah´ın la´net ettiği, gazabına uğrattığı, kendilerini maymunlara ve domuzlara dönüştürdüğü kimselerle Tağut´a tapanlar, işte bunlar, yerleri en kötü yer olan ve doğru yoldan en çok sapanlardır.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve gazabına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır».
- Ali Fikri Yavuz: De ki: Allah katında ceza bakımından bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? O kimseler ki, Allah kendilerine lânet etmiş, gazabına uğratmış, onlardan maymunlar, hınzırlar ve putlara (şeytanlara) tapanlar yapmış, işte onlar mevki bakımından daha fena ve dosdoğru yoldan daha sapkındırlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Deki: Size Allah yanında cezaca ondan daha fenasını haber vereyim mi? O kimseler ki Allah kendilerine lâ´net etmiş, gadabına uğratmış, onlardan maymunlar, hınzirler ve taguta tapanlar yapmış, işte bunlar mevkı´ce daha fena ve düz yoldan daha sapgındırlar
- Fizilal-il Kuran: De ki; «Allah katında bundan daha kötü konumda olanları size bildireyim mi? Allah´ın lanet ettiği, gazabına uğrattığı, aralarından bir bölümünü çarpıtarak maymuna ve domuza dönüştürdüğü kimseler ile tağuta (şeytan) tapan kimselerdir. Bunlar konumları en kötü ve doğru yoldan en sapmış olanlardır.
- Hasan Basri Çantay: De ki: «Allah katında bir ceza olmak bakımından bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allahın lâ´net ve aleyhinde gazab etdiği, içlerinden maymunlar, domuzlar yaptığı kimselerle şeytana tapanlardır ki işte bunların mevkii daha kötü ve dümdüz yoldan daha sapıkdır».
- İbni Kesir: De ki: Allah katında bundan daha kötü bir cezanın bulunduğunu size haber vereyim mi? O kimse ki; Allah ona la´net etmiş, aleyhine gazab etmiş ve onlardan maymunlar, domuzlar ve Tağut´a kullar kılmıştır. İşte onlar; yer bakımından en kötü ve doğru yoldan en çok sapmış olanlardır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Allah Teâlâ´nın indinde cezaca kendisinden daha şerlisini size haber vereyim mi? O kimse ki, Allah Teâlâ ona lânet etti ve üzerine gazabta bulundu ve onlardan maymunlar ve hınzırlar ve Cenâb-ı Hak´tan başkasına tapanlar yaptı. İşte bunlar mevkice daha şerli, düz yoldan daha sapık kimselerdir.»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Allah katında, ´kesinleşmiş bir ceza olarak´ bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah´ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan da daha çok sapmışlardır.»
Resim yüklenemedi.