Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِى تُـْٔوِيهِ
Ve fasîletihilletî tu’vîh(tu’vîhi).
(11-14) Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve tüm ailesini
- وَفَصِيلَتِهِ
- ف ص ل
- الَّتِي
- kendisini barındıran
- تُؤْوِيهِ
- ا و ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (11-14) Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.
- Diyanet Vakfı: (11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): kendisini barındıran fasilesini (kabilesini)
- Elmalılı Hamdi Yazır: Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini,
- Ali Fikri Yavuz: Kendini barındıran aşiretini,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve kendini barındıran fasîlesini
- Fizilal-il Kuran: kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini.
- Hasan Basri Çantay: kendisini (aralarına katıb) barındırmakda olan soyunu sopunu,
- İbni Kesir: Kendisini barındırmış olan sülalesini.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (13-14) Ve kendisini barındıran aşiretini (feda etsin). Ve yeryüzünde kim var ise, cümlesini fidye-i necât olarak versin de (sonra) bu fedakarlığı kendisini kurtarsın.
- Tefhim-ul Kuran: Ve onu barındıran aşiretini (soyunun hepsini) de;
Resim yüklenemedi.