Your browser doesn’t support HTML5 audio
ذَرْنِى وَمَنْ خَلَقْتُ وَحِيدًا
Zernî ve men halaktu vahîdâ(vahîden).
Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- beni yalnız bırak
- ذَرْنِي
- و ذ ر
- ve adamı
- وَمَنْ
- yarattığım
- خَلَقْتُ
- خ ل ق
- tek olarak
- وَحِيدًا
- و ح د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak.
- Diyanet Vakfı: (11-14) Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bana bırak temtek olarak yarattığım o herifi,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak.
- Ali Fikri Yavuz: (Mal ve evlâdsız olarak) tek başına yarattığım o kâfiri (Velid İbni Muğîre’yi) bana bırak.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bırak bana o herifi ki yarattım da temtek
- Fizilal-il Kuran: Şu adamın işini bana bırak ki, kendisini yarattığımda yapayalnızdı.
- Hasan Basri Çantay: (11-12-13-14) Bir tek (ya´nî nev´i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.
- İbni Kesir: Bırak Beni ve yarattıklarımı tek başına.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (9-12) İşte o gün çok çetin gündür. Kâfirlerin üzerlerine kolay değildir. Bırak bana o tek başına yarattığım şahsı. Ve onun üzerine uzunca boylu mal verdim.
- Tefhim-ul Kuran: Bırakın onu bana, Ben onu tek olarak yarattım.
Resim yüklenemedi.