Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَلَمَّا جَآءَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ فَرِحُوا۟ بِمَا عِندَهُم مِّنَ ٱلْعِلْمِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا۟ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ
Fe lemmâ câethum rusuluhum bil beyyinâti ferihû bimâ indehum minel ilmi ve hâka bihim mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).
Peygamberleri onlara apaçık deliller getirince, sahip oldukları bilgi ile şımardılar (ve onları alaya aldılar). Sonunda alaya almakta oldukları şey kendilerini sarıverdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ne zaman ki
- فَلَمَّا
- onlara gelince
- جَاءَتْهُمْ
- ج ي ا
- elçileri
- رُسُلُهُمْ
- ر س ل
- açık kanıtlarla
- بِالْبَيِّنَاتِ
- ب ي ن
- sevindiler
- فَرِحُوا
- ف ر ح
- ile
- بِمَا
- yanlarında bulunan
- عِنْدَهُمْ
- ع ن د
- -den
- مِنَ
- bilgi-
- الْعِلْمِ
- ع ل م
- sonunda kuşatıverdi
- وَحَاقَ
- ح ي ق
- kendilerini
- بِهِمْ
- şey
- مَا
- oldukları
- كَانُوا
- ك و ن
- onunla
- بِهِ
- alay ediyor(lar)
- يَسْتَهْزِئُونَ
- ه ز ا
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Peygamberleri onlara apaçık deliller getirince, sahip oldukları bilgi ile şımardılar (ve onları alaya aldılar). Sonunda alaya almakta oldukları şey kendilerini sarıverdi.
- Diyanet Vakfı: Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşerî) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Çünkü onlara peygamberleri açık delillerle geldiği zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de alay ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Çünkü onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de o alay ettikleri şey onları kuşatıverdi.
- Ali Fikri Yavuz: Çünkü onlara, peygamberleri mucizelerle geldikleri vakit, kendilerinde bulunan (batıl) ilme güvendiler de, o peygamberleri alaya aldıkları şeyin cezası kendilerini kuşatıverdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Çünkü onlara Peygamberleri beyyinelerle geldikleri vakıt kendilerinde bulunan ılme güvendiler de o istihza ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi
- Fizilal-il Kuran: Peygamberleri, onlara belgelerle gelince, kendilerinden olan bilgiden gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini salıverdi.
- Hasan Basri Çantay: Öyle ya, kendilerine peygamberleri apaçık mu´cizeler getirince onların nezdindeki ilme karşı (eğlenerek) şımarıklık gösterdiler de hakkında istihza edegeldikleri şey kendilerini çepçevre kuşatıverdi.
- İbni Kesir: Peygamberleri kendilerine huccetlerle gelince; kendi yanlarındaki bilgi ile gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini kuşatıverdi.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki, onlara peygamberleri zahir mûcizeler ile geldi, kendi yanlarındaki bilgiden olan ile ferahlandılar ve onları kendisiyle istihzâda bulundukları şey, şiddetle ihata etti.
- Tefhim-ul Kuran: Peygamberleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman, onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, kendilerini sarıp kuşatıverdi.
Resim yüklenemedi.