Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَلَمْ يَكُ يَنفَعُهُمْ إِيمَٰنُهُمْ لَمَّا رَأَوْا۟ بَأْسَنَا ۖ سُنَّتَ ٱللَّهِ ٱلَّتِى قَدْ خَلَتْ فِى عِبَادِهِۦ ۖ وَخَسِرَ هُنَالِكَ ٱلْكَٰفِرُونَ
Fe lem yeku yenfeuhum îmânuhum lemmâ reev be’senâ, sunnetâllahilletî kad halet fî ibâdih(ibâdihî), ve hasire hunâlikel kâfirûn(kâfirûne).
Fakat azâbımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine fayda vermedi. Bu, Allah’ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan kanunudur. İşte orada inkârcılar hüsrana uğradılar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- fakat
- فَلَمْ
- sağlamadı
- يَكُ
- ك و ن
- kendilerine bir fayda
- يَنْفَعُهُمْ
- ن ف ع
- inanmaları
- إِيمَانُهُمْ
- ا م ن
- zaman
- لَمَّا
- gördükleri
- رَأَوْا
- ر ا ي
- hışmımızı
- بَأْسَنَا
- ب ا س
- yasası budur
- سُنَّتَ
- س ن ن
- Allah’ın
- اللَّهِ
- الَّتِي
- elbette
- قَدْ
- gelip geçen
- خَلَتْ
- خ ل و
- hakkında
- فِي
- kulları
- عِبَادِهِ
- ع ب د
- ve ziyana uğramışlardır
- وَخَسِرَ
- خ س ر
- orada
- هُنَالِكَ
- kafirler
- الْكَافِرُونَ
- ك ف ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Fakat azâbımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine fayda vermedi. Bu, Allah’ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan kanunudur. İşte orada inkârcılar hüsrana uğradılar.
- Diyanet Vakfı: Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah´ın kulları hakkında süregelen âdeti budur. İşte o zaman kâfirler hüsrana uğrayacaklardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Dediler ama, hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi. Allah´ın kulları hakkındaki süregelen kanunu (bu), işte hüsrana bu noktada düştü kafirler!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ama hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi. Allah´ın, kulları hakkındaki geçegelen kanunu budur. İşte kâfirler bu noktada hüsrana düştüler.
- Ali Fikri Yavuz: Fakat azabımızı gördükleri vakit, imanları kendilerine fayda verecek değildi. Allah’ın kulları hakkında olagelen sünneti (nizamı) budur. İşte kâfirler burada aldanmışlar, ziyana uğramışlardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Dediler amma hışmımızı gördükleri vakıtki iymanları kendilerine faide verecek değildi. Allahın kullarında geçegelen sünneti, ve işte husrâna bu noktada düştü kâfirler
- Fizilal-il Kuran: Fakat şiddetli azabımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine bir fayda sağlamadı. Allah´ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan yasası budur. İşte o zaman kafirler ziyana uğramışlardır.
- Hasan Basri Çantay: Fakat hışmımızı gördükleri zaman îmanları fâide verecek değildi. Allahın, kulları hakkında carî olagelen âdeti (budup). İşte kâfirler burada hüsrana uğradı.
- İbni Kesir: Ama baskınımızı görüp de öylece inanmaları kendilerine fayda vermedi. Bu; Allah´ın kulları hakkında öteden beri cari olan sünnetidir. Ve işte kafirler burada hüsrana uğramışlardır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık onlara Bizim azabımızı gördükleri zaman imân etmeleri bir fâide vermiş olmadı. (Bu) Allah´ın kulları hakkında cari olan adetidir. İşte kâfirler orada helâke uğramış oldu.
- Tefhim-ul Kuran: Ama bizim dayanılmaz azabımızı gördükleri zaman, imanları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. (Bu,) Allah´ın kulları arasında sürüp gitmekte olan sünnetidir. İşte kâfirler burada hüsrana uğramışlardır.
Resim yüklenemedi.