Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِنَّكَ لَتَدْعُوهُمْ إِلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Ve inneke le ted’ûhum ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve şüphesiz sen
- وَإِنَّكَ
- onları çağırıyorsun
- لَتَدْعُوهُمْ
- د ع و
- إِلَىٰ
- bir yola
- صِرَاطٍ
- ص ر ط
- doğru
- مُسْتَقِيمٍ
- ق و م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
- Diyanet Vakfı: Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Doğrusu, sen onları dosdoğru bir caddeye çağırıyorsun.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
- Ali Fikri Yavuz: Doğrusu sen, onları, İslâm dinine çağırıyorsun.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Doğrusu sen onları dosdoğru bir caddeye çağırıyorsun
- Fizilal-il Kuran: Aslında sen onları doğru yola çağırıyorsun.
- Hasan Basri Çantay: Hakıykatde sen onları doğru bir yola da´vet ediyorsun.
- İbni Kesir: Aslında sen, onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve şüphe yok ki, sen onları dosdoğru bir caddeye dâvet ediyorsun.
- Tefhim-ul Kuran: Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırmaktasın.