Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَإِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ عَنِ ٱلصِّرَٰطِ لَنَٰكِبُونَ
Ve innellezîne lâ yu’minûne bil âhıreti anis sırâtı le nâkibûn(nâkibûne).
Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve kuşkusuz
- وَإِنَّ
- kimseler
- الَّذِينَ
- لَا
- inanmayan(lar)
- يُؤْمِنُونَ
- ا م ن
- ahirete
- بِالْاخِرَةِ
- ا خ ر
- -dan
- عَنِ
- yol-
- الصِّرَاطِ
- ص ر ط
- sapıyorlar
- لَنَاكِبُونَ
- ن ك ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar.
- Diyanet Vakfı: Ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Fakat ahirete inanmayanlar, o caddeden sapmaktadırlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Fakat ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar.
- Ali Fikri Yavuz: Fakat ahirete inanmıyanlar, bu doğru yoldan sapmaktadırlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Fakat Âhırete inanmıyanlar caddeden sapmaktadırlar
- Fizilal-il Kuran: Ama ahirete inanmıyorlar doğru yolun uzağına düşüyorlar.
- Hasan Basri Çantay: Âhirete îman etmez olanlar, mutlakaa (doğru) yoldan sapanlardır.
- İbni Kesir: Ama ahirete inanmayanlar, mutlaka bu yoldan sapmaktadırlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve muhakkak o kimseler ki, ahirete imân etmezler, elbette onlar yoldan sapıtmışlardır.
- Tefhim-ul Kuran: Ancak ahirete inanmayanlar, şüphesiz yoldan sapmakta olanlardır.
Resim yüklenemedi.