Your browser doesn’t support HTML5 audio
سَيَقُولُونَ لِلَّهِ ۚ قُلْ فَأَنَّىٰ تُسْحَرُونَ
Seyekûlûne lillâh(lillâhi), kul fe ennâ tusharûn(tusharûne).
“Allah’ındır” diyecekler. “Öyle ise nasıl aldanıyorsunuz?” de.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- diyecekler
- سَيَقُولُونَ
- ق و ل
- Allah’a aittir
- لِلَّهِ
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- nasıl?
- فَأَنَّىٰ
- ا ن ي
- büyüleniyorsunuz
- تُسْحَرُونَ
- س ح ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Allah’ındır” diyecekler. “Öyle ise nasıl aldanıyorsunuz?” de.
- Diyanet Vakfı: «(Bunların hepsi) Allah´ındır» diyecekler. Öyle ise nasıl olup da büyüye kapılıyorsunuz? de.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Allah´a ait diyecekler. De ki: «O halde nasıl büyüleniyorsunuz?»
- Elmalılı Hamdi Yazır: «(Bunlar da) Allah´ındır.» diyecekler. «Öyle ise nasıl olur da büyülenirsiniz?» de.
- Ali Fikri Yavuz: Yine “-Allah’ındır” diyecekler. Onlara de ki: “- O halde nereden aldatılıyorsunuz (da hakkı inkâr, ediyorsunuz)?”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): «Allah´ın» diyecekler, «o halde nereden büyüleniyorsunuz?» de!
- Fizilal-il Kuran: Sana «Bu yetki Allah´a aittir» diyecekler. De ki; «O halde nasıl oluyor da yanıltılıyorsunuz?»
- Hasan Basri Çantay: (Buna karşı da yine «Hepsi) Allahındır» diyecekler. De ki: «O halde nasıl olub da böyle büyüleniyorsunuz»?
- İbni Kesir: Allah´tır, diyecekler. Öyleyse nasıl aldanıyorsunuz? de.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Hemen diyeceklerdir ki: «Allah içindir.» De ki: «Artık siz nereden büyüleniyorsunuz?»
- Tefhim-ul Kuran: «Allah´ındır» diyecekler. De ki: «Öyleyse nasıl oluyor da siz böyle büyüleniyorsunuz?»
Resim yüklenemedi.