Your browser doesn’t support HTML5 audio
ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ ظِلٍّ ذِى ثَلَٰثِ شُعَبٍ
İntalikû ilâ zıllin zî selâsi şuâb(şuâbin).
(30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- gidin
- انْطَلِقُوا
- ط ل ق
- إِلَىٰ
- bir gölgeye
- ظِلٍّ
- ظ ل ل
- olan
- ذِي
- üç
- ثَلَاثِ
- ث ل ث
- dalı
- شُعَبٍ
- ش ع ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.”
- Diyanet Vakfı: (30-31) Üç kola ayrılmış, (ama) ne gölgelendiren ne de alevden koruyan bir gölgeye gidin.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): haydi boşalın (gidin) bir üç çatallı (üç kola ayrılmış) gölgeye;
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Haydi gidin o üç çatallı gölgeye (cehenneme).»
- Ali Fikri Yavuz: (Ey inkârcılar topluluğu!) Haydi cehennemin üç çatallı duman gölgesine gidin.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Haydi boşanın bir üç çatallı gölgeye
- Fizilal-il Kuran: Üç çatallı gölgeye koşunuz.
- Hasan Basri Çantay: «Haydi (cehennemin) üç kola (ayrılmış) (duman) gölgesine gidin».
- İbni Kesir: Üç kollu gölgeye gidin.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (30-31) Üç kola ayrılmış olan bir gölgeye gidiniz. Ne gölgelendiricidir ve ne de alevden koruyabilir.
- Tefhim-ul Kuran: Üç dala ayrılmış bir gölgeye gidin.
Resim yüklenemedi.