Your browser doesn’t support HTML5 audio
أَمْوَٰتٌ غَيْرُ أَحْيَآءٍ ۖ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ
Emvâtun gayru ahyâ’(ahyâin), ve mâ yeş’urûne eyyâne yub’asûn(yub’asûne).
Onlar, diri olmayan cansız varlıklardır! Ne zaman dirileceklerinin de şuuruna varamazlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- onlar ölüdürler
- أَمْوَاتٌ
- م و ت
- değildirler
- غَيْرُ
- غ ي ر
- diri
- أَحْيَاءٍ
- ح ي ي
- (fakat)
- وَمَا
- bilmezler
- يَشْعُرُونَ
- ش ع ر
- ne zaman
- أَيَّانَ
- dirileceklerini
- يُبْعَثُونَ
- ب ع ث
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar, diri olmayan cansız varlıklardır! Ne zaman dirileceklerinin de şuuruna varamazlar.
- Diyanet Vakfı: Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Hep ölüdürler, diri değil. Ne zaman diriltileceklerinin de bilincinde değildirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: O putlar, hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
- Ali Fikri Yavuz: O putlar hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hep ölüdürler, bizzat hayy değildirler ne zaman ba´solunacaklarına da şuurları yoktur
- Fizilal-il Kuran: Onlar cansızdırlar, canları yoktur. Kendilerine tapanların ne zaman yeniden diriltileceklerini bilmezler.
- Hasan Basri Çantay: (Onlar) diriler değil, ölülerdir. Ne zaman dirileceklerine şuurları da yokdur.
- İbni Kesir: Onlar; diri değil, ölüdürler. Ne zaman dirileceklerini de fark edemezler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (Onlar) Ölülerdir, diriler değildirler ve ne zaman (nâsın) diriltileceklerini de anlayamazlar.
- Tefhim-ul Kuran: Ölüdürler, diri değildirler; ne zaman dirileceklerinin şuuruna da varamazlar.
Resim yüklenemedi.