Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَوْحَىٰٓ إِلَىٰ عَبْدِهِۦ مَآ أَوْحَىٰ
Fe evhâ ilâ abdihî mâ evhâ.
Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sonra vahyetti
- فَأَوْحَىٰ
- و ح ي
- إِلَىٰ
- kuluna
- عَبْدِهِ
- ع ب د
- مَا
- vahyettiğini
- أَوْحَىٰ
- و ح ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.
- Diyanet Vakfı: (10-11) Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): kuluna verdiği vahyi verdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır: (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.
- Ali Fikri Yavuz: (Cebrâil) vahy etti Allah’ın kuluna vahy ettiğini!...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Verdi kuluna verdiği vahyi
- Fizilal-il Kuran: O anda Allah dilediği mesajı Kul´una vahyetti.
- Hasan Basri Çantay: (Allahın) kuluna vahy etdiği neyse onu vahyetdi.
- İbni Kesir: O vakit kuluna vahyedeceğini etti.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Hemen (Allah Teâlâ´nın) kuluna vahyettiğini vahyetti.
- Tefhim-ul Kuran: Böylece O´nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
Resim yüklenemedi.