Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَتَفَقَّدَ ٱلطَّيْرَ فَقَالَ مَا لِىَ لَآ أَرَى ٱلْهُدْهُدَ أَمْ كَانَ مِنَ ٱلْغَآئِبِينَ
Ve tefekkadat tayra fe kâle mâliye lâ eral hudhude em kâne minel gâibîn(gâibîne).
Süleyman, kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi: “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve teftiş etti
- وَتَفَقَّدَ
- ف ق د
- kuşları
- الطَّيْرَ
- ط ي ر
- dedi ki
- فَقَالَ
- ق و ل
- neden
- مَا
- ben
- لِيَ
- لَا
- göremiyorum
- أَرَى
- ر ا ي
- hüdhüdü
- الْهُدْهُدَ
- ه د ه د
- yoksa
- أَمْ
- (mı) oldu?
- كَانَ
- ك و ن
- مِنَ
- kayıplardan-
- الْغَائِبِينَ
- غ ي ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Süleyman, kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi: “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?”
- Diyanet Vakfı: (Süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd´ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir de kuşları denetledi ve: «Bana ne oluyor, Hüdhüd´ü göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?
- Elmalılı Hamdi Yazır: (Süleyman) Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi: «Hüdhüd´ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?»
- Ali Fikri Yavuz: Bir de Süleyman kuşları teftiş etti de şöyle dedi: “- Hüdhüd’ü niye (yerinde) göremiyorum, yoksa gaiblerden mi oldu?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir de kuşları teftiş etti de bana dedi: ne oluyor hüdhüdü görmüyorum? Yoksa gaiblere mi karıştı?
- Fizilal-il Kuran: Süleyman, ordusunun kuşlardan oluşan birliğini denetleyince dedi ki «Hüdhüd´ü niçin göremiyorum, yoksa burada değil mi?
- Hasan Basri Çantay: (Süleyman) kuşları araşdırıb dedi ki: «Hüdhüdü neye görmüyorum? Yoksa gaaiblerden mi oldu»?
- İbni Kesir: Kuşları araştırarak dedi ki: Hüdhüd´ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplardan mı oldu?
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve kuşları teftiş etti de dedi ki: «Bana ne oldu? Hüdhüd´ü göremiyorum, yoksa gaiblerden mi oldu?»
- Tefhim-ul Kuran: Ve kuşları denetledikten sonra dedi ki: «Hüdhüd´ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?»
Resim yüklenemedi.