Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَيَزِيدُهُم مِّن فَضْلِهِۦ ۖ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ٱسْتَنكَفُوا۟ وَٱسْتَكْبَرُوا۟ فَيُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَلَا يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا
Fe emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrehum ve yezîduhum min fadlih(fadlihî), ve emmellezînestenkefû vestekberû fe yuazzibuhum azâben elîmen, ve lâ yecidûne lehum min dûnillâhi veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîran).
İman edip salih ameller işleyenlere gelince, (Allah) onların mükâfatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha da fazlasını verecektir. Allah’a kulluk etmekten çekinenlere ve büyüklük taslayanlara gelince; (Allah) onları elem dolu bir azaba uğratacaktır ve onlar kendilerine Allah’tan başka bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- gelince
- فَأَمَّا
- kimselere
- الَّذِينَ
- inanan(lara)
- امَنُوا
- ا م ن
- ve yapanlara
- وَعَمِلُوا
- ع م ل
- iyi işler
- الصَّالِحَاتِ
- ص ل ح
- eksiksiz ödeyecektir
- فَيُوَفِّيهِمْ
- و ف ي
- mükafatlarını
- أُجُورَهُمْ
- ا ج ر
- ve daha fazlasını da verecektir
- وَيَزِيدُهُمْ
- ز ي د
- مِنْ
- lutfundan
- فَضْلِهِ
- ف ض ل
- gelince
- وَأَمَّا
- kimselere
- الَّذِينَ
- çekinen(lere)
- اسْتَنْكَفُوا
- ن ك ف
- ve büyüklük taslayanlara
- وَاسْتَكْبَرُوا
- ك ب ر
- azabedecektir
- فَيُعَذِّبُهُمْ
- ع ذ ب
- bir azapla
- عَذَابًا
- ع ذ ب
- acıklı
- أَلِيمًا
- ا ل م
- وَلَا
- ve onlar bulamayacaklardır
- يَجِدُونَ
- و ج د
- kendilerine
- لَهُمْ
- مِنْ
- başka
- دُونِ
- د و ن
- Allah’tan
- اللَّهِ
- bir dost
- وَلِيًّا
- و ل ي
- وَلَا
- ve bir yardımcı
- نَصِيرًا
- ن ص ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: İman edip salih ameller işleyenlere gelince, (Allah) onların mükâfatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha da fazlasını verecektir. Allah’a kulluk etmekten çekinenlere ve büyüklük taslayanlara gelince; (Allah) onları elem dolu bir azaba uğratacaktır ve onlar kendilerine Allah’tan başka bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardır.
- Diyanet Vakfı: İman edip iyi işler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah´tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulurlar. (Kendilerini Allah´ın azabından kurtaracak bir kimse bulamazlar.)
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte o zaman, iman edip güzel işler yapanlara mükafatlarını tamamıyla ödeyecek hem de bol ihsanından fazlasını bile verecektir. Ancak o kibirlerine yediremeyip çekinenleri acı bir azap ile cezalandıracak ve Allah´a karşı kendilerine ne bir kayırıcı, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır: İnanıp güzel işler yapanlara gelince, onların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasını da verecektir. Allah´a kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da şiddetli bir şekilde azab edecek ve onlar Allah´dan başka kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.
- Ali Fikri Yavuz: O zaman, iman edip sâlih âmeller işliyenlere, Allah mükâfatlarını tamamıyla verecek, hem de fazlından onlara ziyâdesini ihsan edecektir. Fakat o kibirlenip de Allah’a ibadet etmekten çekinenleri, çok acıklı bir azaba uğratacak ve onlar, Allah’a karşı kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamıyacaklar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte o zaman o iyman edib salâh işlemiş olanlara ecirlerini tamamile ödeyecek, hem de fazlından onlara ziyadesini verecek, amma, o kibirlerine yediremeyib çekinenleri elîm bir azab ile ta´zib edecek, ve Allaha karşı kendilerine ne bir hâmi, ne de bir yardımcı bulamıyacaklar
- Fizilal-il Kuran: İman edip iyi ameller işleyenlere mükafatlarını eksiksiz ödeyecek, hatta lütfundan onlara daha fazlasını verecektir. Kul olmayı kendisine yedirmeyip büyüklük taslayanları da acı bir azaba çarptıracaktır. Bunlar Allah´tan başka hiçbir dost, hiçbir yardım edici bulamazlar.
- Hasan Basri Çantay: Fakat îman edip güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince: Allah) hem onların mükâfatlarını tastamam ödeyecek, hem kendi fazl (-u kerem) inden onlara ziyâdesini verecekdir. Amma o kibirlenib çekinenleri pek acıklı bir azaba uğratacak, onlar kendileri için Allahdan başka ne bir yâr, ne bir mededkâr bulamayacaklardır.
- İbni Kesir: İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara mükafatlarını ödeyecek ve daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluk etmekten çekinenleri ve büyüklük taslayanları elem verici bir azaba uğratacaktır. Onlar, kendilerine Allah´tan başka bir dost ve yardımcı bulamazlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık o kimseler ki, imân etmiş ve sâlih amellerde bulunmuş olurlar, elbette onlara mükâfaatlarını ödeyecek ve onlara kendi fazlından olarak (mükâfaatlarını) arttıracaktır. Amma o kimseler ki, yüz döndürdüler ve tekebbürde bulundular, onları da elbette elîm bir azab ile azablandıracaktır. Ve onlar kendileri için Allah Teâlâ´dan başka ne bir yar, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.
- Tefhim-ul Kuran: Ama iman edenler ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz ödeyecek ve onlara kendi fazlından ekleyecektir de. Çekimser davrananlar ve büyüklenenler, onları acıklı bir azabla azablandıracaktır ve kendileri için Allah´tan başka bir (veli) koruyucu, dost ve yardımcı da bulamıyacaklardır.
Resim yüklenemedi.