Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَقَدْ أَضَلُّوا۟ كَثِيرًا ۖ وَلَا تَزِدِ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا ضَلَٰلًا
Ve kad edallû kesîrâ(kesîren), ve lâ tezidiz zâlimîne illâ dalâlâ(dalâlen).
“Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve andolsun
- وَقَدْ
- yoldan çıkardılar
- أَضَلُّوا
- ض ل ل
- çoklarını
- كَثِيرًا
- ك ث ر
- ve
- وَلَا
- sen (de) artırma
- تَزِدِ
- ز ي د
- o zalimlere
- الظَّالِمِينَ
- ظ ل م
- başka bir şey
- إِلَّا
- şaşkınlıktan
- ضَلَالًا
- ض ل ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır.”
- Diyanet Vakfı: (Böylece) onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını arttır!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Çoklarını şaşırttılar. Sen de zalimlerin ancak şaşkınlıklarını artır!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de o zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır.
- Ali Fikri Yavuz: Gerçekten bunlar çok kimseleri yoldan çıkardılar. (Ey Rabbim!) Sen de zalimlerin ancak helâkini artırır.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve çoğunu şaşırttılar, sen de zalimleri artırma ancak şaşkınlıkca artır
- Fizilal-il Kuran: Böylece birçoğunu saptırdılar; Rabbim! Sen bu zalimlerin sadece şaşkınlığını arttır.
- Hasan Basri Çantay: «Hakıykaten onlar birçoklarını başdan çıkardılar. Sen (ey Rabbim) o zaalimlerin şaşkınlığından başka şeylerini artırma».
- İbni Kesir: Böylece bir çoğunu saptırdılar. Zalimlere sapıklıktan başka bir şeyi artırma.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ve muhakkak ki, birçoklarını sapıklığa düşürdüler. Ve (Yarabbi! Sen de) O zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma.»
- Tefhim-ul Kuran: «Böylece onlar, çoğu kimseyi şaşırtıp saptırdılar. Sen de o zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma.»
Resim yüklenemedi.