Your browser doesn’t support HTML5 audio
قُلْ سِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ فَٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلُ ۚ كَانَ أَكْثَرُهُم مُّشْرِكِينَ
Kul sîrû fîl ardı fenzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kabl(kablu), kâne ekseruhum muşrikîn(muşrikîne).
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.” Onların çoğu Allah’a ortak koşan kimselerdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- gezin
- سِيرُوا
- س ي ر
- فِي
- yeryüzünde
- الْأَرْضِ
- ا ر ض
- ve bakın
- فَانْظُرُوا
- ن ظ ر
- nasıl
- كَيْفَ
- ك ي ف
- olduğuna
- كَانَ
- ك و ن
- sonunun
- عَاقِبَةُ
- ع ق ب
- kimselerin
- الَّذِينَ
- مِنْ
- önceki
- قَبْلُ
- ق ب ل
- idi
- كَانَ
- ك و ن
- onların çoğu
- أَكْثَرُهُمْ
- ك ث ر
- ortak koşanlardan
- مُشْرِكِينَ
- ش ر ك
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.” Onların çoğu Allah’a ortak koşan kimselerdi.
- Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha öncekilerin âkıbetleri nice oldu, görün. Onların çoğu müşrik idi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin akibeti nasıl olmuş? Onların çoğu (Allah´a) ortak koşarlardı.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş! Onların pek çoğu müşrik idiler.»
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm, Mekke’lilere) de ki: Yer yüzünde gezib dolaşın da, bundan evvelkilerin akıbeti nasıl olmuş, bir bakın (ve nasıl helâk edildiklerini bir düşünün). Onların çoğu müşrikler idi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): De ki: Arzda bir gezin de bakın, bundan evvelkilerin akıbeti nasıl olmuş? Onların ekserisi müşrik idiler
- Fizilal-il Kuran: De ki; «Yeryüzünde dolaşın da daha öncekilerden ortak koşanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.»
- Hasan Basri Çantay: De ki: «Arzda gezib dolaşın da daha evvel (geçen) lerin aakıbeti nice oldu, görün. Onların çoğu müşriklerdi.
- İbni Kesir: De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da daha önce geçenlerin akıbetinin nasıl olduğunu görün. Onların çoğu müşrik idiler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın da bakınız ki, bundan evvelkilerin akibeti nasıl olmuştur? Onların ekserisi müşrik kimseler idi.»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın, böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrik olanlardır.»
Resim yüklenemedi.