Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَقَالَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْعِلْمَ وَٱلْإِيمَٰنَ لَقَدْ لَبِثْتُمْ فِى كِتَٰبِ ٱللَّهِ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْبَعْثِ ۖ فَهَٰذَا يَوْمُ ٱلْبَعْثِ وَلَٰكِنَّكُمْ كُنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
Ve kâlellezîne ûtûl ilme vel îmâne lekad lebistum fî kitâbillâhi ilâ yevmil ba’si fe hâzâ yevmul ba’si ve lâkinnekum kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: “Andolsun, siz, Allah’ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve dedi(ler) ki
- وَقَالَ
- ق و ل
- kimseler
- الَّذِينَ
- verilen(ler)
- أُوتُوا
- ا ت ي
- bilgi
- الْعِلْمَ
- ع ل م
- ve iman
- وَالْإِيمَانَ
- ا م ن
- andolsun
- لَقَدْ
- siz kaldınız
- لَبِثْتُمْ
- ل ب ث
- فِي
- yazgısınca
- كِتَابِ
- ك ت ب
- Allah’ın
- اللَّهِ
- kadar
- إِلَىٰ
- gününe
- يَوْمِ
- ي و م
- yeniden dirilme
- الْبَعْثِ
- ب ع ث
- işte bu
- فَهَٰذَا
- günüdür
- يَوْمُ
- ي و م
- dirilme
- الْبَعْثِ
- ب ع ث
- fakat siz
- وَلَٰكِنَّكُمْ
- idiniz
- كُنْتُمْ
- ك و ن
- لَا
- bilmiyor(lar)
- تَعْلَمُونَ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: “Andolsun, siz, Allah’ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.”
- Diyanet Vakfı: Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah´ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Kendilerine ilim ve iman verilenler de derler ki: «Andolsun ki, Allah´ın kitabınca dirilme gününe kadar kaldınız, işte bu dirilme günüdür; fakat siz bilmezler grubuydunuz!»
- Elmalılı Hamdi Yazır: Kendilerine ilim ve iman verilenler de şöyle diyecekler: «Andolsun ki, Allah´ın kitabında takdir edilmiş olan tekrar dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.»
- Ali Fikri Yavuz: Kendilerine ilim ve iman verilenler (peygamberler, melekler ve müminler, o kıyamet gününde kâfirlere şöyle) diyeceklerdir: “- Doğrusu, Allah’ın kitabınca (ilim ve kazası üzere, yahud Kur’an’daki beyanına göre) ba’s (kıyamet) gününe kadar durdunuz. İşte bu ba’s günüdür; fakat siz bunu (dünyada tasdik etmiyordunuz.) bilmiyordunuz.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Kendilerine ılm-ü iyman verilenler de demektedir ki alimallah, Allahın kitabınca ba´s gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba´s günü velâkin siz bilmezler güruhu idiniz
- Fizilal-il Kuran: Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki; «Andolsun siz, Allah´ın yazgısınca tayin edilen yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.»
- Hasan Basri Çantay: Kendilerine ilim ve îman verilenler (şöyle) demiş (ler) dir (diyeceklerdir); «Andolsun ki Allahın kitabında (ilm-i sabıkında yazdığı) o tekrar diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu, ha´s günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz».
- İbni Kesir: Kendilerine bilgi ve iman verilenler: Andolsun ki; Allah´ın kitabında yazılan o yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu; yeniden diriliş günüdür. Ama siz, bilmiyordunuz, derler.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Kendilerine ilim ve imân verilmiş olanlar da dediler ki: «Andolsun Allah´ın kitabında (yazılmış olan) ba´s gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba´s günüdür velâkin siz bilmez kimseler oldunuz.»
- Tefhim-ul Kuran: Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: «Andolsun, siz Allah´ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu da dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz.»
Resim yüklenemedi.