Your browser doesn’t support HTML5 audio
يَعْلَمُونَ ظَٰهِرًا مِّنَ ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ ٱلْءَاخِرَةِ هُمْ غَٰفِلُونَ
Ya’lemûne zâhiren minel hayâtid dunyâ, ve hum anil âhıreti hum gâfilûn(gâfilûne).
Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- bilirler
- يَعْلَمُونَ
- ع ل م
- dış yüzünü
- ظَاهِرًا
- ظ ه ر
- مِنَ
- hayatının
- الْحَيَاةِ
- ح ي ي
- dünya
- الدُّنْيَا
- د ن و
- ve onlar
- وَهُمْ
- -ten
- عَنِ
- ahiret-
- الْاخِرَةِ
- ا خ ر
- onlar
- هُمْ
- gafildirler
- غَافِلُونَ
- غ ف ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler.
- Diyanet Vakfı: Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlar, bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler; ahiretten ise hep gafildirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar, sadece bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.
- Ali Fikri Yavuz: (O Mekke halkı) dünya hayatından bir dış görünüşü bilirler, (geçimleri için çalışırlar). Ahiretten ise hep habersizdirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir zâhir bilirler Dünya hayattan, Âhıretten ise hep gafildirler
- Fizilal-il Kuran: Onlar dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.
- Hasan Basri Çantay: Onlar (bu) dünyâ hayâtından (yalınız) bir dış (taraf) ı bilirler. Ahiretden ise onlar gaafillerin ta kendileridir.
- İbni Kesir: Onlar dünya hayatının yalnız dış yüzünü bilirler. Ve onlar ahiretten ise gafillerdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dünya hayatından bir âşikâre olanı bilirler. Ahiretten ise gafiller olanlar onlardır, onlar.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.