Your browser doesn’t support HTML5 audio
۞ وَهَلْ أَتَىٰكَ نَبَؤُا۟ ٱلْخَصْمِ إِذْ تَسَوَّرُوا۟ ٱلْمِحْرَابَ
Ve hel etâke nebeul hasm(hasmi), iz tesevverûl mihrâb(mihrâbe).
Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- -mi?
- وَهَلْ
- sana geldi-
- أَتَاكَ
- ا ت ي
- haberi
- نَبَأُ
- ن ب ا
- davacıların
- الْخَصْمِ
- خ ص م
- hani
- إِذْ
- tırmanmışlardı
- تَسَوَّرُوا
- س و ر
- mabed(in duvarına)
- الْمِحْرَابَ
- ح ر ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi.
- Diyanet Vakfı: (21-22) (Ey Muhammed!) Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanıp, Davud´un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. «Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster» dediler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Birde davacıların kıssası geldi mi sana? Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Bir de davacıların kıssası geldi mi sana? Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı.
- Ali Fikri Yavuz: Bir de (Davûd mescidde ibadetle meşgul olduğundan kapısında bekçiler vardı. Kapıdan içeri giremiyen) davacıların haberi geldi mi sana? Hani duvardan çıkıb mescide inmişlerdi.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bir de hasım kıssası geldi mi sana? Hani surdan mihraba aştıkları vakıt
- Fizilal-il Kuran: Sana davacılarının haberi geldi mi? Hani odasının duvarına tırmanmışlardı.
- Hasan Basri Çantay: Sana o da´vâcıların haberi geldi mi? Hani onlar dıvardan mescide tırmanmışlardı.
- İbni Kesir: Sana davacıların haberi ulaştı mı? Hani onlar ma´bedin duvarına tırmanmışlardı.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ve sana o davacıların haberi geldi mi? O vakit ki, ibadetgâha tırmanıp çıkmışlardı.
- Tefhim-ul Kuran: Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani onlar mihraba (Davud´un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.
Resim yüklenemedi.