Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَوَٰكِهُ ۖ وَهُم مُّكْرَمُونَ
Fevâkih(fevâkihu), ve hum mukremûn(mukremûne).
(41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- (türlü) meyvalar
- فَوَاكِهُ
- ف ك ه
- ve onlar
- وَهُمْ
- ağırlanırlar
- مُكْرَمُونَ
- ك ر م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.
- Diyanet Vakfı: (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Meyveler vardır. Onlara daima ikram edilir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: (42-43) Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir.
- Ali Fikri Yavuz: Türlü meyvalar... Onlar hep ikram olunurlar;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Meyveler ve onlar hep ikram olunurlar
- Fizilal-il Kuran: Çeşit çeşit meyveler vardır.
- Hasan Basri Çantay: Türlü meyveler. Onlar (izzet ve) ikram edilmiş kimselerdir,
- İbni Kesir: Ve meyveler. Onlar, ikram edilenlerdir;
- Ömer Nasuhi Bilmen: (40-42) Allah´ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna. Onlar var ya, onlar için malûm rızk vardır. (Her nevi) Meyveler (vardır) ve onlar ikrâm olunmuşlardır.
- Tefhim-ul Kuran: Çeşitli meyveler. Onlar ikram görenlerdir.
Resim yüklenemedi.