Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَا كَانَ لَهُۥ عَلَيْهِم مِّن سُلْطَٰنٍ إِلَّا لِنَعْلَمَ مَن يُؤْمِنُ بِٱلْءَاخِرَةِ مِمَّنْ هُوَ مِنْهَا فِى شَكٍّ ۗ وَرَبُّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ حَفِيظٌ
Ve mâ kâne lehu aleyhim min sultânin illâ li na’leme men yû’minu bil âhireti mimmen huve minhâ fî şekk(şekkin), ve rabbuke alâ kulli şeyin hafîz(hafîzun).
Oysa şeytanın onlar üzerinde hiçbir hâkimiyeti yoktu. Ancak ahirete inananları, onun hakkında şüphe içinde bulunanlardan ayırt edelim diye (ona bu fırsatı verdik). Senin Rabbin her şey üzerinde hakiki bir koruyucudur.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve
- وَمَا
- yoktu
- كَانَ
- ك و ن
- onun
- لَهُ
- onlar üzerinde
- عَلَيْهِمْ
- مِنْ
- zorlayıcı bir gücü
- سُلْطَانٍ
- س ل ط
- ancak
- إِلَّا
- (ayırd edip) bilelim diye
- لِنَعْلَمَ
- ع ل م
- kimseyi
- مَنْ
- inanan
- يُؤْمِنُ
- ا م ن
- ahirete
- بِالْاخِرَةِ
- ا خ ر
- kimseden
- مِمَّنْ
- o
- هُوَ
- ondan
- مِنْهَا
- içinde
- فِي
- kuşku
- شَكٍّ
- ش ك ك
- Rabbin
- وَرَبُّكَ
- ر ب ب
- عَلَىٰ
- her
- كُلِّ
- ك ل ل
- şeyi
- شَيْءٍ
- ش ي ا
- korumaktadır
- حَفِيظٌ
- ح ف ظ
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Oysa şeytanın onlar üzerinde hiçbir hâkimiyeti yoktu. Ancak ahirete inananları, onun hakkında şüphe içinde bulunanlardan ayırt edelim diye (ona bu fırsatı verdik). Senin Rabbin her şey üzerinde hakiki bir koruyucudur.
- Diyanet Vakfı: Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan ayırdedip bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin gerçekten her şeyi koruyandır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Halbuki onun, onların üzerinde hiçbir hakimiyet gücü yoktu fakat Biz ahirete imanı olanı belirleyecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik. Öyle ya, Rabbin herşeyi koruyup gözetendir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Halbuki İblis´in onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu. Fakat biz ahirete imanı olanı belli edecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik. Öyle ya Rabb´in her şeyi gözetleyendir.
- Ali Fikri Yavuz: Halbuki İblis’in insanlar üzerinde hiç bir kudreti yoktu; fakat biz ahirete imanı olanla, onda şübhe edeni ayırd etmek için (İblis’e bu müsaadeyi verdik). Senin Rabbin her şeyi gözetleyendir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Halbuki onun onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu, lâkin biz Âhırete iymanı olanı belli edecek, ondan şekk içinde bulunandan ayırd eyliyecektik. Öyle ya rabbın her şeye karşı hafîzdir
- Fizilal-il Kuran: Aslında şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu, hiçbir yaptırım gücü yoktu. Ama biz ahirete inananları, o konuda kuşku içinde olanlardan ayırd etmek istedik. Her şey, senin Rabb´inin gözetimi altındadır.
- Hasan Basri Çantay: Halbuki onun bunlar üzerinde (önceden) hiçbir nüfuzu yokdu. Ancak biz âhirete îman eden kimse ile ondan şübhede bulunan kişiyi ayırd etmek için (buna meydan vermişdik). Senin Rabbin her şey´in üstünde gerçek bir nigehbandır.
- İbni Kesir: Halbuki İblis´in onlar üzerinde hiç bir hakimiyeti yoktu. Ancak Biz, ahirete inananlarla, ondan şüphede olanları belirlemek için yaptık. Ve Rabbın, her şeye Hafiz´dir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Halbuki, onun onlar üzerinde hiçbir tasallutu yoktur. Fakat Ahirete imân eden kimseyi onda şekk içinde bulunan kimseden ayırdedelim diye (öyle şeytan musallat kılınmıştır) ve senin Rabbin her şey üzerine bir hafîzdir.
- Tefhim-ul Kuran: Oysa onun, kendilerine karşı hiç bir zorlayıcı gücü yoktu ancak biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkânı verdik). Senin Rabbin, her şeyin üzerinde gözetici, koruyucu olandır.
Resim yüklenemedi.