Your browser doesn’t support HTML5 audio
۞ قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۖ قُلِ ٱللَّهُ ۖ وَإِنَّآ أَوْ إِيَّاكُمْ لَعَلَىٰ هُدًى أَوْ فِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ
Kul men yerzukukum mines semâvâti vel ard(ardı), kulillâhu ve innâ ev iyyâkum le alâ huden ev fî dalâlin mubîn(mubînin).
De ki: “Size göklerden ve yerden kim rızık verir?” De ki: “Allah. O hâlde, ya biz hidayet veya apaçık bir sapıklık üzereyiz, ya da siz!”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- kim?
- مَنْ
- size rızık veriyor
- يَرْزُقُكُمْ
- ر ز ق
- -den
- مِنَ
- gökler-
- السَّمَاوَاتِ
- س م و
- ve yerden
- وَالْأَرْضِ
- ا ر ض
- de ki
- قُلِ
- ق و ل
- Allah
- اللَّهُ
- o halde biz
- وَإِنَّا
- veya
- أَوْ
- siz
- إِيَّاكُمْ
- üzerindeyiz
- لَعَلَىٰ
- doğru yol
- هُدًى
- ه د ي
- veya
- أَوْ
- içindeyiz
- فِي
- bir sapıklık
- ضَلَالٍ
- ض ل ل
- açık
- مُبِينٍ
- ب ي ن
- Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Size göklerden ve yerden kim rızık verir?” De ki: “Allah. O hâlde, ya biz hidayet veya apaçık bir sapıklık üzereyiz, ya da siz!”
- Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) De ki: Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir? De ki: Allah! O halde biz veya siz, ikimizden biri, ya doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindedir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlara de ki: «Size göklerden ve yerden kim rızık veriyor? De ki: «Allah! O halde ya biz mutlak bir doğru yolda veya açık bir sapıklık içindeyiz ya da siz.»
- Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?» Yine de ki: «Allah´tır, herhalde ya biz, ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz.»
- Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm, o kâfirlere) de ki: “- Göklerden ve yerden size rızık veren kim?” (onlar duraklar, cevap veremezler) de ki: “- Allah size rızık veriyor. Her halde siz (ey Mekke halkı) veya biz mutlak bir hidayet üzerindeyiz, yahut açık bir dalâlet içindeyiz; açık olan hale göre, elbette biz hidayetteyiz).”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Size, de! Göklerden ve yerden kim rızık veriyor? Allah, de! Ve her halde biz veya siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir dalâl içinde
- Fizilal-il Kuran: Ey Muhammed, müşriklere «Gerek göklerden inen ve gerekse yerden çıkan rızıkları size sunan kimdir?» diye sor. Sonra de ki; «Allah sunuyor. Öyleyse ya biz doğru yoldayız ve siz açık bir sapıklık içindesiniz, ya da bunun tersi doğrudur.»
- Hasan Basri Çantay: (Habîbim) de ki: «Göklerden, yerden sizi rızıklandıran kim»? De ki: «Allahdır. Her halde ya biz, ya siz mutlak bir hidâyet üzerindeyiz. Yahud apaçık bir sapıklıkda».
- İbni Kesir: De ki: Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kimdir? De ki: Allah´tır. Ya biz, ya siz; elbette doğru yolda veya apaçık bir sapıklıktadır.
- Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Sizi göklerden ve yerden kim rızıklandırıyor?» De ki: «Allah. Ve muhakkak bizler mi, yoksa sizler mi bir hidâyet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıktayız?»
- Tefhim-ul Kuran: De ki: «Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kim?» De ki: «Allah, gerçekten ya biz, ya da siz her halde bir hidayet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıkta.»
Resim yüklenemedi.