Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَقَدْ كَفَرُوا۟ بِهِۦ مِن قَبْلُ ۖ وَيَقْذِفُونَ بِٱلْغَيْبِ مِن مَّكَانٍۭ بَعِيدٍ
Ve kad keferû bihî min kabl(kablu), ve yakzifûne bil gaybi min mekânin baîd(baîdin).
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- oysa andolsun
- وَقَدْ
- inkar etmişlerdi
- كَفَرُوا
- ك ف ر
- onu
- بِهِ
- مِنْ
- daha önce
- قَبْلُ
- ق ب ل
- ve atıyorlardı
- وَيَقْذِفُونَ
- ق ذ ف
- görülmeyene
- بِالْغَيْبِ
- غ ي ب
- -den
- مِنْ
- yer-
- مَكَانٍ
- ك و ن
- uzak
- بَعِيدٍ
- ب ع د
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
- Diyanet Vakfı: Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Oysa daha önce O´na küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Halbuki daha önce (dünyada) O´nu inkâr etmişlerdi. Uzak yerden gayba taş atıyorlardı.
- Ali Fikri Yavuz: Halbuki daha önce (dünyada) O’nu= Hz. Peygamberi inkâr etmişlerdi; ve bilmedikleri şeye haktan uzak olarak lâf atıp duruyorlardı; (Peygamber için sihirbazdır, şairdir, kâhindir diyorlardı).
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Halbuki evvel ona küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı
- Fizilal-il Kuran: Vaktiyle onu inkâr etmişlerdi, o zaman uzaktan karanlığa taş atıyorlardı.
- Hasan Basri Çantay: Halbuki daha evvel ona küfretmişlerdi. Uzak bir yerden gaybe atıb tutuyorlardı.
- İbni Kesir: Halbuki daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Halbuki, O´nu evvelce inkar etmişlerdi ve gayba uzak bir yerden taş atıyorlardı.
- Tefhim-ul Kuran: Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı).
Resim yüklenemedi.