Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَٱنتَظِرْ إِنَّهُم مُّنتَظِرُونَ
Fe a’rıd anhum ventezır innehum muntezırûn(muntezırûne).
Şimdi sen onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphesiz onlar da bekliyorlar.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sen yüz çevir
- فَأَعْرِضْ
- ع ر ض
- onlardan
- عَنْهُمْ
- ve bekle
- وَانْتَظِرْ
- ن ظ ر
- zaten onlar da
- إِنَّهُمْ
- beklemektedirler
- مُنْتَظِرُونَ
- ن ظ ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Şimdi sen onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphesiz onlar da bekliyorlar.
- Diyanet Vakfı: Artık sen onları bırak ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Şimdi onlardan yüz çevir de gözet, çünkü onlar da gözetiyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Şimdi sen onlardan yüz çevir de gözet. Çünkü onlar da gözetmektedirler.
- Ali Fikri Yavuz: Şimdi o kâfirlerden yüz çevir de (kendilerine inecek azabı) gözet; çünkü onlar (senin helâkini) bekleyip duruyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şimdi onlardan yüz çevir de gözet, çünkü onlar gözetiyorlar
- Fizilal-il Kuran: Sen onlardan yüz çevir ve bekle, zaten onlar da beklemektedirler.
- Hasan Basri Çantay: Artık onlardan yüz çevir, (inecek azâblarını) bekle. Çünkü onlar bekleyicidirler.
- İbni Kesir: Bırak onları ve bekle. Zaten onlar da beklemektedir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphe yok ki, onlar da bekleyicilerdir.
- Tefhim-ul Kuran: Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.
Resim yüklenemedi.