Your browser doesn’t support HTML5 audio
ثُمَّ سَوَّىٰهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِن رُّوحِهِۦ ۖ وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمْعَ وَٱلْأَبْصَٰرَ وَٱلْأَفْـِٔدَةَ ۚ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ
Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).
Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sonra
- ثُمَّ
- ona biçim verdi
- سَوَّاهُ
- س و ي
- ve üfledi
- وَنَفَخَ
- ن ف خ
- ona
- فِيهِ
- -ndan
- مِنْ
- kendi ruhu-
- رُوحِهِ
- ر و ح
- ve yarattı
- وَجَعَلَ
- ج ع ل
- sizin için
- لَكُمُ
- kulak(lar)
- السَّمْعَ
- س م ع
- ve gözler
- وَالْأَبْصَارَ
- ب ص ر
- ve gönüller
- وَالْأَفْئِدَةَ
- ف ا د
- ne kadar az
- قَلِيلًا
- ق ل ل
- مَا
- şükrediyorsunuz
- تَشْكُرُونَ
- ش ك ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
- Diyanet Vakfı: Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfledi ve sizin için işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı. Siz çok az şükrediyorsunuz!
- Elmalılı Hamdi Yazır: Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!
- Ali Fikri Yavuz: Sonra Allah onu (şeklini) düzeltip tamamladı ve bizzat kendi kudretinden ona ruh koydu. Sizin için kulaklar, gözler, kalbler yarattı. (Allah’ın size verdiği nimetlere karşı), şükrünüz pek az!...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Sonra onu tesviye edib içine ruhundan nefh buyurdu ve sizin için o işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı, siz pek az şükrediyorsunuz
- Fizilal-il Kuran: Sonra ona biçim verdi, ona kendi ruhundan üfledi ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz?
- Hasan Basri Çantay: Sonra onu düzeltib tamamladı. İçine ruuhundan üfürdü. Sizin için kulaklar, gözler, gönüller yaratdı. Ne az şükredersiniz?
- İbni Kesir: Sonra onu düzeltip tamamlamış ve ruhundan ona üflemiştir. Size de kulaklar, gözler ve kalbler vermiştir. Ne de az şükrediyorsunuz.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Sonra onu düzeltti ve içerisine ruhundan üfürdü ve sizin için işitmeyi ve gözleri ve gönülleri yarattı. Pek az şükredersiniz.
- Tefhim-ul Kuran: Sonra da onu ´düzeltip bir biçime soktu´ ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne kadar az şükrediyorsunuz?
Resim yüklenemedi.