Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّىٰهَا
Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.
(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve nefse andolsun
- وَنَفْسٍ
- ن ف س
- ve
- وَمَا
- onu biçimlendirene
- سَوَّاهَا
- س و ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.
- Diyanet Vakfı: (1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): nefse ve onu düzenleyene,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Nefse ve onu biçimlendirene,
- Ali Fikri Yavuz: Nefse ve onu (insan biçiminde) düzenleyene;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve bir nefse ve onu düzenliyene
- Fizilal-il Kuran: Kişiye ve onu şekillendirene,
- Hasan Basri Çantay: herbir nefse ve onu düzenleyene,
- İbni Kesir: Nefse ve onu düzenleyene,
- Ömer Nasuhi Bilmen: (6-7) Ve yere ve onu yayıp döşeyene. Ve nefse ve onu düzeltmiş olana.
- Tefhim-ul Kuran: Nefse ve ona ´bir düzen içinde biçim verene,´