Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَنِىٓ أَعْمَىٰ وَقَدْ كُنتُ بَصِيرًا
Kâle rabbi lime haşertenî a’mâ ve kad kuntu basîrâ(basîran).
O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- der ki
- قَالَ
- ق و ل
- Rabbim
- رَبِّ
- ر ب ب
- niçin?
- لِمَ
- beni haşrettin
- حَشَرْتَنِي
- ح ش ر
- kör olarak
- أَعْمَىٰ
- ع م ي
- andolsun
- وَقَدْ
- ben idim
- كُنْتُ
- ك و ن
- görüyor
- بَصِيرًا
- ب ص ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?”
- Diyanet Vakfı: O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Diyecek ki: «Ey Rabbim, beni niçin kör olarak haşrettin. Oysa ben, gören bir kimse idim?»
- Elmalılı Hamdi Yazır: (O zaman Kur´ândan yüz çeviren kimse) «Rabbim! beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim» der.
- Ali Fikri Yavuz: (Kur’an’dan yüz çeviren kimse) şöyle der: “- Rabbim, beni niçin kör olarak haşrettin. Halbuki ben (dünyada) gözlü idim, görüyordum.”
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Rabbım beni niçin kör olarak haşrettin, halbuki ben gözlü idim der
- Fizilal-il Kuran: O der ki «Ya Rabb´i, beni niye kör olarak toplantı yerine sürdün, oysa daha önce benim gözlerim görüyordu.»
- Hasan Basri Çantay: (Artık o zaman) o: «Rabbim, beni niçin kör haşretdin? Halbuki ben hakıykaten görücü idim» demişdir.
- İbni Kesir: Der ki: Rabbım, beni niçin kör olarak haşrettin? Halbuki ben gören biriydim
- Ömer Nasuhi Bilmen: Der ki: «Yarabbi! Ne için beni âmâ olarak haşrettin ve halbuki ben görücü idim.»
- Tefhim-ul Kuran: «O da (şöyle) demiş olur: -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?»
Resim yüklenemedi.