Your browser doesn’t support HTML5 audio
فَٱصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ ٱلشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا ۖ وَمِنْ ءَانَآئِ ٱلَّيْلِ فَسَبِّحْ وَأَطْرَافَ ٱلنَّهَارِ لَعَلَّكَ تَرْضَىٰ
Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kable gurûbihâ, ve min ânâil leyli fe sebbih ve etrâfen nehâri lealleke terdâ.
O hâlde, onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- o halde sabret
- فَاصْبِرْ
- ص ب ر
- عَلَىٰ
- şeylere
- مَا
- onların dedikleri
- يَقُولُونَ
- ق و ل
- ve tesbih et
- وَسَبِّحْ
- س ب ح
- överek
- بِحَمْدِ
- ح م د
- Rabbini
- رَبِّكَ
- ر ب ب
- önce
- قَبْلَ
- ق ب ل
- doğmasından
- طُلُوعِ
- ط ل ع
- güneşin
- الشَّمْسِ
- ش م س
- ve önce
- وَقَبْلَ
- ق ب ل
- batmasından
- غُرُوبِهَا
- غ ر ب
- bir kısmında
- وَمِنْ
- sa’atlerinden
- انَاءِ
- ا ن ي
- gece
- اللَّيْلِ
- ل ي ل
- tesbih et
- فَسَبِّحْ
- س ب ح
- ve taraflarında
- وَأَطْرَافَ
- ط ر ف
- gündüzün
- النَّهَارِ
- ن ه ر
- umulur ki
- لَعَلَّكَ
- hoşnut olursun
- تَرْضَىٰ
- ر ض و
- Diyanet İşleri Başkanlığı: O hâlde, onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.
- Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): O halde onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde de gündüzün uçlarında da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin.
- Elmalılı Hamdi Yazır: O halde, dediklerine sabret; güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir kısım vakitlerinde ve gündüzün etrafında da tesbih et ki hoşnudluğa eresin.
- Ali Fikri Yavuz: O halde, dediklerine (küfür ve tekziblerine) sabret. (Bu hüküm, Kıtal = Seyf ayeti ile nesh edilmiştir.) Hem güneşin doğmasından evvel, hem batmasından evvel Rabbini hamd ile tesbih et (sabah ve ikindi namazını kıl). Gecenin bir kısım vakitlerinde (akşam ve yatsı saatlerinde) ve gündüzün etrafında (öğle vaktinde) de tesbih et (namaz kıl) ki, Allah’ın rızasına eresin.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O halde dediklerine sabret de rabbına hamdile tesbih eyle; güneş doğmadan evvel, gece saatlerinde de tesbih et gündüzün etrafında da, ki rızaya irebilesin
- Fizilal-il Kuran: Ey Muhammed, öyleyse onların söylediklerine sabret. Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabb´ini övgü ile noksanlıklardan tenzih et; gecenin bir bölümü ile gündüzün başlangıcı ile sonunda da O´nu noksanlıklardan tenzih et ki, karşılığında hoşnut olasın.
- Hasan Basri Çantay: O halde sen, onlar ne derlerse, sabret. Güneşin doğmasından evvel de, batmasından evvel de Rabbini hamd ile tesbîh et. Gecenin bir kısım saatlerinde ve gündüzün etrafında dahi tesbîh et ki rızâ (yi ilâhiye eresin.
- İbni Kesir: Onların söylediklerine sabret ve güneşin doğmasından önce de, batmasından önce de Rabbını hamd ile tesbih et. Gece saatlarında ve gündüzleri de tesbih et ki, Rabbının rızasına eresin.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Artık onların dediklerine sabret ve güneşin doğmasından evvel ve batmasından evvel Rabbine hamd ile tesbihte bulun. Ve gece saatlerinde de tesbih et ve gündüzün etrafında da. Tâ ki sen hoşnut olasın.
- Tefhim-ul Kuran: Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan önce ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.
Resim yüklenemedi.