Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِذْ أَوْحَيْنَآ إِلَىٰٓ أُمِّكَ مَا يُوحَىٰٓ
İz evhaynâ ilâ ummike mâ yûhâ.
“Hani annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik:”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- hani
- إِذْ
- vahyetmiştik
- أَوْحَيْنَا
- و ح ي
- إِلَىٰ
- annene
- أُمِّكَ
- ا م م
- şeyi
- مَا
- vahyedilen
- يُوحَىٰ
- و ح ي
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Hani annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik:”
- Diyanet Vakfı: Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Hani o vakit annene, verilen şu ilhamı vermiştik:
- Elmalılı Hamdi Yazır: Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) şu ilhamı annene verdik:
- Ali Fikri Yavuz: Hani bir vakit (Firavun, doğan çocukları öldürüyordu da sen doğduğun zaman annen endişelenmişti. İşte bu sırada) ilham edilen şu ilhamı annene verdik:
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O vakıt ki anana verilen şu ilhamı verdik
- Fizilal-il Kuran: Hani, annene şu mesajımızı vahyetmiştik:
- Hasan Basri Çantay: (37-38-39) «Andolsun ki biz sana diğer bir zamanda, anana vahyolunacak şey´i ilham etdiğimiz vakıtda da lutf etmiş ve (kendisine): — Onu tabuta koy da denize at ki deniz onu kıyıya bıraksın, onu benim de, kendisinin de düşmanı olan biri alacak diye (emreylemişdik). Sana karşı (Ey Musa) gözümün önünde yetişdirilmen için kendimden bir sevgi bırakmışdım.
- İbni Kesir: Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki, validene vahyolunacak şeyi vahyetmiştik.
- Tefhim-ul Kuran: «Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyleki:)»
Resim yüklenemedi.