Your browser doesn’t support HTML5 audio
لِيُنفِقْ ذُو سَعَةٍ مِّن سَعَتِهِۦ ۖ وَمَن قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُۥ فَلْيُنفِقْ مِمَّآ ءَاتَىٰهُ ٱللَّهُ ۚ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَآ ءَاتَىٰهَا ۚ سَيَجْعَلُ ٱللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا
Li yunfık zû seatin min seatih(seatihî), ve men kudire aleyhi rızkuhu fel yunfik mimmâ âtâhullâh(âtâhullâhu), lâ yukellifullâhu nefsen illâ mâ âtâhâ, seyec’alullâhu ba’de usrin yusrâ(yusren).
Eli geniş olan, elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden (o ölçüde) harcasın. Allah, bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- nafaka versin
- لِيُنْفِقْ
- ن ف ق
- sahip (olan)
- ذُو
- geniş imkana
- سَعَةٍ
- و س ع
- göre
- مِنْ
- genişliğine
- سَعَتِهِ
- و س ع
- ve kimse
- وَمَنْ
- kısıtlı olan
- قُدِرَ
- ق د ر
- aleyhine
- عَلَيْهِ
- rızkı
- رِزْقُهُ
- ر ز ق
- versin
- فَلْيُنْفِقْ
- ن ف ق
- şeyden
- مِمَّا
- kendisine verdiği
- اتَاهُ
- ا ت ي
- Allah’ın
- اللَّهُ
- لَا
- sorumlu tutmaz
- يُكَلِّفُ
- ك ل ف
- Allah
- اللَّهُ
- bir kişiye
- نَفْسًا
- ن ف س
- başkasıyla
- إِلَّا
- مَا
- verdiğinden
- اتَاهَا
- ا ت ي
- yaratacaktır
- سَيَجْعَلُ
- ج ع ل
- Allah
- اللَّهُ
- sonra
- بَعْدَ
- ب ع د
- bir güçlükten
- عُسْرٍ
- ع س ر
- bir kolaylık
- يُسْرًا
- ي س ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Eli geniş olan, elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden (o ölçüde) harcasın. Allah, bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
- Diyanet Vakfı: İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah´ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Varlıklı olan varlığı nisbetinde nafaka versin, rızkı dar olan da Allah´ın kendisine verdiğinden nafaka verin! Allah hiç kimseyi kendisine verdiğinden başkasıyla mükellef (sorumlu) tutmaz. Allah bir zorluğun arkasından bir kolaylık yapar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allah´ın kendisine verdiğinden versin. Allah bir kişiye ne vermişse ancak onu teklif eder. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
- Ali Fikri Yavuz: Genişliği (zenginliği) olan, (boşanmış kadınlara ve süt annelere) genişliğinden nafaka versin; rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden harcasın. Allah bir kimseyi, ancak ona verdiği şeyle mükellef tutar. Allah bir güçlüğün arkasından bir kolaylık ihsan eder.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Genişliği olan genişliğinden infak etsin, rızkı dar olan da Allahın ona verdiğinden infak eylesin, Allah bir nefse verdiğinden başka teklif etmez, Allah bir usrun arkasından bir yüsür yapar
- Fizilal-il Kuran: İmkanı geniş olan, nafakayı imkanlarına göre versin. Rızkı daralmış bulunan da nafakayı, Allah´ın kendisine verdiğinden versin. Allah hiç kimseye gücünün yettiğinden başkasını yüklemez. Allah daima bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratır.
- Hasan Basri Çantay: (Haali, vakti) geniş olan, nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı kendisine daraltılmış bulunan (fakîr) de nafakayı Allahın ona verdiğinden versin. Allah hiçbir nefse, ona verdiğinden başkasını yüklemez. Allah, güçlüğün arkasından kolaylık ihsan eder.
- İbni Kesir: Eli geniş olan; genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kendisine daraltılmış bulunan da, nafakayı Allah´ın kendisine verdiğinden versin. Allah kimseyi, kendisine verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah; güçlüğün ardından bir kolaylık ihsan eder.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Genişlik sahibi olan, genişliğinden infakta bulunsun ve üzerine rızkı dar bulunmuş olan da kendisine Allah´ın verdiğinden infakta bulunsun. Allah, hiçbir nefse, ona verdiğinden başkasını teklif etmez. Allah elbette güçlük arkasından kolaylık nâsib eder.
- Tefhim-ul Kuran: Genişlik imkânları olan, nafakayı geniş imkânlarına göre yapsın. Rızkı kendisine kısıtlı tutulan da, artık Allah´ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir.