Your browser doesn’t support HTML5 audio
بِّسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلتِّينِ وَٱلزَّيْتُونِ
Vet tîni vez zeytûn(zeytûni).
Tîn’e ve zeytûn’a andolsun.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- incire andolsun
- وَالتِّينِ
- ت ي ن
- ve zeytine
- وَالزَّيْتُونِ
- ز ي ت
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Tîn’e ve zeytûn’a andolsun.
- Diyanet Vakfı: (1-5) İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun o incire, o zeytine,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Tîn´e ve Zeytun´a,
- Ali Fikri Yavuz: And olsun incire, zeytine,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Kasem olsun o Tîne ve o Zeytune
- Fizilal-il Kuran: Andolsun incir ve zeytine,
- Hasan Basri Çantay: Andolsun incire, zeytine,
- İbni Kesir: Andolsun; incire ve zeytine,
- Ömer Nasuhi Bilmen: (1-2) Andolsun tin´e ve zeytûn´e. Ve Sina dağına.
- Tefhim-ul Kuran: İncire ve zeytine andolsun,