Your browser doesn’t support HTML5 audio
ٱلَّذِينَ هُمْ فِى خَوْضٍ يَلْعَبُونَ
Ellezîne hum fî havdın yel’abûn(yel’abûne).
(11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- Onlar ki
- الَّذِينَ
- هُمْ
- içinde
- فِي
- batıl şeyler
- خَوْضٍ
- خ و ض
- oynayıp dururlar
- يَلْعَبُونَ
- ل ع ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!
- Diyanet Vakfı: Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): ki, onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ki onlar, daldıkları bir batak (bâtıl)da oynayıp duruyorlar.
- Ali Fikri Yavuz: Ki onlar, daldıkları bir bâtıl da oynayıb duranlardır.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar
- Fizilal-il Kuran: Ki onlar o daldıkları batıl içinde oyalanıp duranlardır.
- Hasan Basri Çantay: Ki onlar daldıkları baatıl içinde oynayıb duranlardır.
- İbni Kesir: Onlar ki; daldıkları batıl içinde oyalanıp durmaktadırlar.
- Ömer Nasuhi Bilmen: O kimseler ki, onlar bir bataklıkta oynarlar.
- Tefhim-ul Kuran: Ki onlar, ´daldıkları saçma bir uğraşı´ içinde oynayıp, oyalananlardır.