Your browser doesn’t support HTML5 audio
أَفَسِحْرٌ هَٰذَآ أَمْ أَنتُمْ لَا تُبْصِرُونَ
E fe sihrun hâzâ em entum lâ tubsirûn(tubsirûne).
“Bu Kur’an mı bir büyü imiş, yoksa siz mi (gerçeği) göremiyormuşsunuz?”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- büyü müymüş?
- أَفَسِحْرٌ
- س ح ر
- bu
- هَٰذَا
- yoksa
- أَمْ
- siz (mi?)
- أَنْتُمْ
- لَا
- görmüyormuşsunuz
- تُبْصِرُونَ
- ب ص ر
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Bu Kur’an mı bir büyü imiş, yoksa siz mi (gerçeği) göremiyormuşsunuz?”
- Diyanet Vakfı: Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bu da mı sihir, yoksa siz görmüyor musunuz?
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Bu da mı bir sihir? Yoksa siz görmüyor musunuz?
- Ali Fikri Yavuz: (Siz, ey kâfirler, dünyada iken peygamberlere sihirbaz diyordunuz), bu azab da mı sihir? Yoksa (dünyada gerçekleri görmediğiniz gibi), anlamıyor musunuz?
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bu da mı sihir? Yoksa siz görmüyor musunuz?
- Fizilal-il Kuran: Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?
- Hasan Basri Çantay: «(Peki) bu da mı sihir?! Yoksa siz (yine büyülendiniz de) görmüyor musunuz»?!
- İbni Kesir: Bu bir büyü müdür, yoksa siz görmüyor musunuz?
- Ömer Nasuhi Bilmen: Bu da mı bir sihir, yoksa siz mi görmüyorsunuz?
- Tefhim-ul Kuran: «Bu da bir büyü mü, yoksa siz mi görmüyorsunuz.»
Resim yüklenemedi.