Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَمَآءٍ مَّسْكُوبٍ
Ve mâin meskûb(meskûbin).
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve sular
- وَمَاءٍ
- م و ه
- fışkıran
- مَسْكُوبٍ
- س ك ب
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.
- Diyanet Vakfı: Çağlayarak akan sular,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): çağlayan bir su,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Fışkıran sular.
- Ali Fikri Yavuz: Çağlayan bir su kenarında,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Çağlıyan bir su
- Fizilal-il Kuran: Çağlayan akarsu boylarında,
- Hasan Basri Çantay: dâima akan su (lar),
- İbni Kesir: Çağlayan su,
- Ömer Nasuhi Bilmen: (31-32) Ve çağlayıp akar bir su (başında)dırlar. Ve pek çok meyveli bir yerdedirler.
- Tefhim-ul Kuran: Durmaksızın akan su(lar);
Resim yüklenemedi.