Your browser doesn’t support HTML5 audio
لَّا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ
Lâ maktûatin ve lâ memnûah(memnûatin).
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- لَا
- tükenmeyen
- مَقْطُوعَةٍ
- ق ط ع
- ve ne de
- وَلَا
- yasaklanmayan
- مَمْنُوعَةٍ
- م ن ع
- Diyanet İşleri Başkanlığı: (28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.
- Diyanet Vakfı: (32-33) Tükenmeyen ve yasaklanmayan, sayısız meyveler içindedirler;
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): (ki) bunlar ne eksilir, ne de yasaklanırlar,
- Elmalılı Hamdi Yazır: Tükenmeyen ve yasaklanmayan
- Ali Fikri Yavuz: (32-33) Ve tükenmeyen, yenmesi yasaklanmıyan birçok meyveler arasında,
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ne eksilir, ne men´edilir
- Fizilal-il Kuran: Sürekli ve yasaksız,
- Hasan Basri Çantay: (32-33) (hiçbir zaman) kesil (ib tüken) meyen, yasak da edilmeyen birçok (cinsde) meyve (ler) arasında,
- İbni Kesir: Bitip tükenmeyen ve yasaklanmayan.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Ne kesilmiş ve ne de men edilmiş(olan meyveler arasında).
- Tefhim-ul Kuran: Kesilip eksilmeyen ve yasaklanmayan (meyveler).
Resim yüklenemedi.