Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَكَانُوا۟ يُصِرُّونَ عَلَى ٱلْحِنثِ ٱلْعَظِيمِ
Ve kânû yusirrûne alel hınsil azîm(azîmi).
Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- ve ediyorlardı
- وَكَانُوا
- ك و ن
- ısrar
- يُصِرُّونَ
- ص ر ر
- üzere
- عَلَى
- günah (işlemek)
- الْحِنْثِ
- ح ن ث
- büyük
- الْعَظِيمِ
- ع ظ م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.
- Diyanet Vakfı: Büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Büyük günahda ısrar ediyorlardı;
- Elmalılı Hamdi Yazır: Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.
- Ali Fikri Yavuz: Ve en büyük günah (Allah’a ortak koşmak) üzerinde ısrar ediyorlardı...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve büyük cinayete ısrar ediyorlardı
- Fizilal-il Kuran: Büyük günahı (Allah´a ortak koşmayı) işlemekte ısrar ediyorlardı.
- Hasan Basri Çantay: O büyük günâh üzerinde ısrar ederlerdi.
- İbni Kesir: Ve büyük günah işlemekte direnip dururlardı.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (44-46) (O gölge) Ne soğuktur, ne de fâidelidir. Çünkü, şüphe yok onlar bundan evvel nîmetlere (zevklerine) düşkünler idiler. Ve büyük günah üzerine ısrar eder olmuşlardır.
- Tefhim-ul Kuran: Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.
Resim yüklenemedi.